LAHEY/HOLLANDA


Almanca adıyla Den Haag, Fransızca La Haye, dilimize Fransızca'dan geçmiş sanıyoruz,  Avrupa’da oldukça siyasi bir misyona sahip olmasına rağmen Hollanda’nın başkenti değildir. Ayrıca New york, Cenevre, Strasbourg gibi başkent olmadığı halde çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yaptığını öğrendik.Uluslararası savaş suçluların yargılandığı Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Lahey Adalet Divanı burada bulunmaktadır. Hollanda'nın 3. büyük şehridir, Amsterdam ve Rotterdam’dan sonra.

Tarihin, yeni nesil binaların, doğanın bir arada bulunduğu Atlantik kıyısındaki bu şehrin belki Amsterdam kadar yüksek turistik potansiyeli yok ancak bizce gezecek, görecek yer çok, biraz tabana kuvvet! Hele ki müze seviyorsanız 40 dan fazla müze var. Biz bir tam gün ayırdık hani ikinci gün de ayırabilirmişiz dedik Lahey'den ayrılırken. Peki bize bunu dedirten ne oldu? İşte edinilen bilgiler, resimler ve deneyimlerle Lahey;

Hava Nasıl Oralarda?
Okyanusal iklim hakim olsa da yağmur yağma riski varmış yılın her ayında.

Bisiklet Dostumu?
Cevabımız kesinlikle evet. Hatta bisiklet dostu demek az kalır. Yani Dünya’ya kıyasla uzay ötesi çağı yaşıyorlar bu konuda. Araç trafiğinin içine, her yerde var olan bisiklet yollarını da dahil etmişler. O kadar yaygın ki bisiklet yolunda bile trafik var, kurallara dikkat etmek gerekiyor. Kural derken gözünüzü korkutmalım; Dönüşlerde muhakkak elle döneceğiniz yönü işaret etmek, trafik yönünde gitmek gibi. Genel itibariyle araç, bisikletli ve yaya tam manasıyla uyum içinde, ee bir de üstüne trafikte bu üçleme birbirlerine saygı ve sabır ile yaklaşınca daha bir güzel oluyor. Yabancı hayranlığımız hiçbir zaman olmadı, olamaz ama yurt dışında keşke bizde de olsa dediğimiz konulardan biridir. Tavsiyemiz eğer imkanınız varsa şehri muhakkak bisiklet kiralayıp bisikletle dolaşın, bu zevki yaşayın deriz. Bu arada bisikletinizi kilitlemeyi unutmayın sakın zira bu kadar yaygın olunca bisiklet hırsızlığı da olabiliyormuş. 

Para Birimi?
Euro

Binnenhof:
Hofvijver  gölünün yanında bulunan Kare biiçiminde sıra sıra konumlanmış olan binaların bütünüdür. İlk olarak 13. yüzyılda kale olarak inşa edilmiş. 16. yüzyıl başlarında ise Hollanda Cumhuriyetinin siyasi merkezi haline gelmiş.Günümüze kadar kullanılan eski parlamento binası da buradaymış. İç kampüs meydanında geçmişte önemli törenler yapılmış.



Mauritshuis:
Hollanda’nın en önemli müzelerinden biriymiş. Sebebi ise Johannes Vereer’in ‘İnci Küpeli Kız’ tablosu başta olmak üzere birçok ünlü esere ev sahipliği yapmasıymış.



Müzenin hemen sol çaprazında Statue of William of Orange heykelinin de bulunduğu
Plein meydanının restoran ve kafelerinden biri dinlenme yeme içme noktanız olabilir.

Louwman Müzesi:
Otomobil denince geçmişten günümüze aklınıza gelebilecek herşey ama herşey bu müzede hem de en özel koleksiyonlarla birlikte. Araba motorundan, kornasına, yarış arabalarından en eski benzin istasyonlarına kadar birçok şeyi görüp zamanda geriye gitmek mümkün. Ayrıca ‘The Godfather’ filminde Sonny’nin vurulma sahnesinde kullanılan araba ve Elvis Presley’in şahsa özel modifiye arabası da burada.



ve The Godfather 

Elvis Presley'e özel olarak modifiye edilmiş Cadillac.

1775 tarihli Portekiz yapım

1910 yılının İngiltere yapımlı motorlu taşıtı


Bu da günümüz teknolojisi

Müzeyi gezdikten sonra eğer acıkırsanız veya birşeyler içmek isterseniz müze içinde eski zaman sokaklarını andıran ambiansta yemek yiyip birşeyler içebilirsiniz.


Bizim gittiğimiz gün girişte McLaren’in yarış arabaları sergisine denk geldik;


Lowman Müzesi bilet fiyatları için;


Scheveningen:
Hollanda’nın Atlantik kıyısı. Alabildiğine enlemesine de boylamasına da geniş bir sahil kenarı. Her ne kadar çarşaf gibi deniz olamasa da güneşlenip sahil kenarındaki restoranlarda bir şeyler yenilmek için ideal. Lahey de bizi oldukça heyecanlandıran yerlerden biri. Sahil kenarındaki beach cafe, restoranların hemen yanında Sea Life akvaryum da mevcut. Gitmek isterseniz eğer Strandweg 13, 2586 Den haag , Scheveningseslag caddesine oldukça yakın. Sahil kenarı Binnenhof’a yaklaşık olarak 6km kadar mesafede.




Grote Marktstraat:
Trafiğe kapalı alışveriş caddesi. Hem alışveriş yapılıp hem de cafe veya restoranların birinde dinlenilebilir.



Lahey Barış Sarayı (Peace Palace):
1899 da savaşın bitirilmesi amacıyla inşa edilmiş saray. Adalet divanı da burada bulunmaktadır.


Huis ten Bosch:
Bir diğer kraliyet sarayı. 17. yüzyıl ortalarında inşa edilmiş. 2014 senesine kadar da kraliçenin ikametgahıymış. Pazar günleri kapalı.


Her ne kadar sarayın içini göremesek de saraya giden
doğayla baş başa yol oldukça güzel.
Noordeinde Sarayı (Noordeinde Paleis):
Bir diğer kraliyer sarayı;

Sarayın tam karşısında İtalyan ürünlerinin satıldığı bir
pazara denk geldik.


Passage:
Lahey’in hatta Hollanda’nın en eski üstü kapalı alışveriş yeri.




Hoşumuza giden noktalardan biri yeni nesil binaların yanı başındaki alabildiğine geniş, hatta bazı kısımları orman diyebileceğimiz bol yeşillikle dolu olmasıydı;

Yukarıdaki resimde görülen yapıların tam karşısında
(aşağıdaki resimde) sadece bir kısmı görünen park.




Gezi Notlarım:
*Pazar günü neredeyse müzeler ve tüm restoran kafeler açık. Saraylar hariç.

*Aracınızla gezecekseniz ve bir Pazar günü ise aracınızı Prinsessegracht Caddesine park edebilirsiniz. Normalde paralı ancak buraya hemen kaldırımda bulunan park para ödeme otomatına kredi kartı ile araç plakanızı girerek 10 Cent’e gün boyu park edebilirsiniz.


*Çeşitli etkinliklerin düzenlendiği Malieveld çim alanı ve 4 asırlık Japon Bahçesi gitmeye vaktimiz yetmedi. Gitmek isterseniz bilgilerinize.

*Magnet 4-5 Euro.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

VİYANA/AVUSTURYA

MADRİD/İSPANYA

DUBAI/BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ