ROTTERDAM/HOLLANDA
Hollanda
denildiğinde turistik anlamda akla ilk gelen
başkent Amsterdam’dır. Bizde öyle olduğunu düşünüyorduk ve doğru
söylemek gerekirse ‘bulunduğumuz yere yakın hadi bir görelim şu Rotterdam'ı da’
diyerek geldik. Ancak gezi sonunda iyi ki de gelmişiz dedirtti bize bu şehir.
Evet belki günümüze kadar gelebilmeyi başarmış sıra sıra tarihi binaları yok
ancak güzel tasarımlı, insanı rahatsız
etmeyen post modern yapılaşması, bu yapılaşmanın içindeki rahatlatıcı yeşilliği,
düzeni ve Amsterdam’ın bunaltıcı turist kalabalığının olmayışı bize güzel bir
cumartesi geçirmemizi sağladı.
Hollanda’nın
yüzölçümü bakımından en büyük şehri olan Rotterdam, Nüfus bakımından
Amsterdam’dan sonra 2. en kalabalık şehir. İsmi, ‘Rotte’ Rotte Irmağı, ‘dam’
ise flemenkçe baraj anlamında; Rotte Barajı’ndan gelmekteymiş.
Hollanda,
2. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkisinden oldukça zarar görmüş. Şehirdeki birçok
tarihi bina maalesef yıkılmış. 1950 sonrası şehir merkezi yeniden yapılanmış ve
günümüzdeki halini almış. Öğrenci ve memur kenti gibi gelse de kimileri için, bu tanımlama biraz hafif gibi geldi bize.
Hava Nasıl Oralarda?
Okyanusal
iklimin ılıman etkileri varolsa da ülkemizden daha soğuk olduğu ve umulmadık
zamanda yağmur yağma ihtimali olduğu kesin.
Bisiklet Dostu mu?
Bisiklet
dostu demek az kalır. Yani Dünya’ya kıyasla uzay ötesi çağı yaşıyorlar bu
konuda. Araç trafiğinin içine, her yerde var olan bisiklet yollarını da dahil
etmişler. O kadar yaygın ki bisiklet kullanımı bisiklet yolunda bile bisiklet
trafiği var, kurallara dikkat etmek gerekiyor. Kural derken gözünüzü
korkutmalım; Dönüşlerde muhakkak elle döneceğiniz yönü işaret etmek, trafik
yönünde gitmek gibi. Genel itibariyle araç, bisikletli ve yaya tam manasıyla
uyum içinde, ee birde üstüne trafikte bu üçleme birbirlerine saygı ve sabır ile
yaklaşınca daha bir güzel oluyor. Yabancı hayranlığımız hiçbir zaman olmadı,
olamaz ama yurt dışında keşke bizde de olsa dediğimiz konulardan biridir.
Tavsiyemiz şehri muhakkak bisiklet kiralayıp bisikletle dolaşın, bu zevki yaşayın
deriz. Bu arada bisikletinizi kilitlemeyi unutmayın sakın zira bu kadar yaygın
olunca bisiklet, bisiklet hırsızlığı da olabiliyormuş.
Sol taraf araç, sağ taraf bisikletliler için. |
Para Birimi?
Euro
Elbette
bir şehri beğenip beğenmemek, beklentilerinizi karşılayıp karşılamadığı ile
alakalıdır. Bu şehre bir şans verin deriz.
Rotterdam Markthal:
Roterdam kent merkezi olarak nitelendirilebilir. Etrafı yüksek binalarla çevrili genişçe bir
meydan, meydana bağlı trafiğe kapalı alışveriş caddeleri mevcut. Cumartesi günü
burada yiyecek giyecek pazarına denk geldik. Euro itibari ile evet biraz pahalı
ancak ayrıntılı gezerseniz giyim açısından uygun şeyler de bulmak mümkün.
Küp Evler (Kubuswoningen, Cube
House):
Orta
Çağ’dan kalma binaları yok ama kendine baktırtan yapıları var. Bunlardan biri mimarı
tarafından 45 derece eğik biçimde inşa edilen ilginç olarak
nitelendirilebilecek bu evler. İlk olarak 1974 de inşa edilmiş. İçinde halen
oturanlar var. Evlerden birini bizim gibi meraklı turistler meraklarını gidersin diye müze olarak
açmışlar. Giriş 3 euro. Rotterdam Markthal’de. Eğer metro ile giderseniz Blaak
istasyonunda indiğiniz gibi gözünüze çarpacaktır. Bilet fiyatları için;
St Laurenskerk Kilisesi ( Grote of
Sint- Laurenskerk):
Rotterdam’ın
ilk taş binas bu bazilikaymış. 15. yüzyıl ortalarında inşa edilen bu prostestan
kilisesi dönemin coğrafyasında geçirdiği savaşlara rağmen ayakta kalabilmiş ve
birçok önemli olaya (taç giyme, vaftiz töreni vs) şahitlik etmiş.
Erasmus Köprüsü (Erasmusburg):
Rotterdam’ın
iki yakasını birbirine bağlayan bu köprü 1996 yılında inşa edilmiş. Adını
hümanizm akımı temsilcilerinden olan Erasmustan almış. Oldukça zarif bir
görünüme sahip olan köprü ‘The Swan’ yani kuğu olarak da anılıyormuş.
The Euromast:
Şehri
yukarıdan izlemeyi sevenler için asansörlü döner kule;
The Newyork Hotel:
Geçmişten
kalan az sayıda binalardan biridir ve belki de Rotterdam için anlamlı bir yere
sahiptir, şöyle ki; Savaş zamanı daha iyi bir yaşama kavuşmak için göçmenlerin, kimi yerel halkın Amerika’ya
ulaşmak için konakladıkları yermiş. 1901 yılında inşa edilen binanın nehire
bakan boş meydanının yerlerini New york’daki ünlü 5.cadde , 42.cadde gibi meşhur caddelerinin isimleri vermişler. Zaten
bu otel ve çevresindeki binalar insana Manhattan’daymışsınız gibi bir hava
veriyor.
Spido, Liman Turu:
Erasmus
köprüsünün hemen bir bacağında bulunur. Buradaki teknelere binerek Avrupanın en geniş nehir limanın da
Rotterdam tarihini dinleyerek tur yapabilirsiniz.
Şehirdeki kanal evler;
İlginizi çekerse Doğa Tarih Müzesi (Natuurhistorisch Museum), Westzeedijk 345'de. Aynı zamanda müzenin bulunduğu yer büyük bir spor kompleksi ve doğa içinde yemyeşil bir parkın yanında;
Otelimize dönerken bize eşlik eden arkadaşımız;
Bisikletle gezince daha çok yer görüp, böylesi güzelliklere denk gelmek olası |
Gezi Notlarım:
*Witte de Withstraat, yan yana restoranların bulunduğu cadde. Yemek
yemek için duraklarınızdan biri olabilir.
*Otel ismi vermeyi pek tercih etmiyoruz, konaklama için tavsiyemiz; Merkezde bir otelde kalmak yerine merkeze 4-5 km
mesafede daha bir doğa içinde otel tercih etmek güzel bir deneyim oldu bizim
için. Otelden varsa bisiklet kiralanıp merkeze gidilip gelinebilir.
*O kadar yeşillik varsa güzel bir botanik parkı vardır dedik.
Haklıymışız da. Eğer gitmek isterseniz Arboretum Trompenburg botanik parkı
deniz seviyesinin 4 metre aşağısındaymış ve 19.yüzyılda yapılmış.
*Bisikletiniz yok ve kiralamak istiyorsanız şehrin rahatlıkla görebileceğiniz bir çok noktasından bisiklet kiralamak mümkün. Ayrıca bazı otellerin de bisiklet kiralama hizmeti mevcut, eğer otelde kalacaksanız bilginiz olsun.
*Magnet fiyatları 4-5 Euro arasında.
Yorumlar
Yorum Gönder