BUDAPEŞTE/MACARİSTAN
Macaristan’ın
başkenti Budapeşte’deyiz. Budapeşte, Tuna Nehri’nin iki yakasından oluşmaktadır.
Dağlık olan kısım Buda (Budin) daha düzlük ve turistik olan kısmı Peşte’dir. 19.yüzyıl ortalarında Buda ve Peşte’nin Zincir Köprü (Chain Bridge) ile birleştirilmesi
sonucunda Budapeşte şehri ortaya çıkmış. Kanuni Sultan Süleyman zamanı ve
sonrası tam 1,5 asır Osmanlı hakimiyetine girmiş, 20. yüzyıl başlarında Avusturya Macaristan İmparatorluğu kurularak döneminin en zengin ve refah yıllarını yaşasa da 1. dünya savaşında parçalanarak Macaristan
Cumhuriyeti kurulmuş ve topraklarının büyük çoğunluğunu kaybetmiştir. Ardından
gelen 2. Dünya Savaşı'ndan oldukça etkilenen Budapeşte şehir nüfusunun yaklaşık
%24’ünü oluşturan Yahudilerin büyük çoğunluğu Nazi Soykırımı’ndan
kurtulamamıştır. Bir zamanlar ‘yudapeşte’ ve ‘Yahudi Mekkesi’ olarak
adlandırılan Budapeşte'deki sağ kalan Yahudiler ise hazırlanan İsveç
pasaportları ile soykırımdan kurtulmayı başarmışlardır. Uzun süre Osmanlı
hakimiyeti olmasından ötürü birçok cami, mescit, medrese, hamam, kaplıca
yapılmış ancak büyük çoğunluğu günümüze kadar gelmeyi başaramamıştır.
Köprü, heykel
ve kaplıca şehri olan Budapeşte’yi 2 tam gün gezme imkanımız oldu. Sınırlı
zamanımız olmasından ötürü ilgimizi çeken ancak gidemediğimiz yerleri kısmetse
bir daha ki sefere bırakarak ve beğeniyle ayrıldık Budapeşte'den.
Hava Nasıl Oralarda?
Yazın
en sıcak ay temmuz ayı olduğunu ve Tuna
Nehri’nden ötürü de nem olduğunu öğrendik. Bizce gezilebilir en güzel ay Eylül.
Bisiklet Dostu mu?
Biz
şehirde bisiklet sürmedik ama merkezde bisiklet yolları ve kiralanabilir
bisikletler mevcuttur.
Para Birimi?
Para
birimi Euro değil Forint’tir. 1 Forint’in 0,01 Türk Lirası olduğuna bakmayınız
zira şehir Avrupa’nın geri kalanına göre ucuz olsa da maalesef Türkiye’den
gelenler için bir tık pahalı olabilir olsa da ulaşılmaz değil.
Parlamento Binası:
Dünya’nın
3. en büyük Parlamento Binasıdır. Budapeşte’nin sembol yapılarından biridir.
20.yüzyıl başında yapılmış olup Avrupa’nın en eski yasama binalarından
biridir.
Aziz Stephen Bazilikası (Szent Istvan
Bazilika):
Roma
Katolik Bazilikasıdır. Macaristan’ın ilk kralı Stephen onuruna 20.yüzyıl
başında yapılmıştır.
Zincirli Köprü (Chain Bridge,
Szechenyi Lanchid):
Tuna
Nehri’nin üzerinde bulunup bu şehirdeki 12 adet köprüden en özel olanıdır. Buda
ve Peste yakalarını birbirine bağlar. 19. yüzyıl ortalarında yapılmıştır.
Köprü üzerindeki aslan heykelleri |
Kahramanlar Meydanı:
Macarca
Hösök Tere denen bu meydan Macarların burayı yurt edinmelerinin 1000. yılı
anısına yapılmıştır. Tarihlerindeki önemli kişilerin heykel ve anıt mezarları
bulunmaktadır. Ortasında 1000. yılı temsil eden Milenyum Anıtı var. UNESCO
Dünya Mirasları Listesi’nde yerini almıştır.
Buda Kalesi (Budin Kalesi):
Türkçe
Kızılhisar Kalesi olarak da bilinen bu kale 13.yüzyılda yapılmış olup yanındaki
Saray 18. yüzyıl ortalarında inşa edilmiştir. Hemen yakınında balıkçı tabyası (Fisherman’s Basiton) ve Matthias Kilisesi bulunmaktadır. Osmanlı Tarihinde’de bu kalenin fethinin önemli
bir yeri vardır.
Matthias Kilisesi (Matyas Templom):
Ortaçağ'dan
kalma bu kilise Budin’in en büyük 2. kilisesidir. Macar Kralı I. Stephen
tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı hakimiyeti zamanında cami olarak kullanılmış
olan bu kilisenin içinde sonradan kaldırılan bir minberi de mevcutmuş. İç
yapısı, freskleri ve kullanılan stili
bakımından diğer kiliselerden farklı. Bundaki en önemli pay da birden farklı
kültürün yaşamış olması sanıyoruz.
Balıkçı Tabyası (Fisherman’s
Basiton):
Matthias
Kilisesi’nin hemen önünde bulunan ve çok güzel bir Budapeşte manzarası sunan
bir yer. Volga Nehrinden sonra Avrupa’nın en büyük 2. nehri olup 10 ülkenin
içinden geçip Karadeniz'e dökülen Tuna nehri buradan bir başka güzel görünüyor.
Balıkçı Tabyası'ndan bir görünüm |
Gallert Hill:
Budapeşte
manzarasını izleyip fotoğrafını çekebileceğiniz başka bir nokta. Türkçe Gürz
İlyas Bayırı olarak bilinen buralar Ortaçağ'a kadar uzanan tarihe sahiptir.
Kapalı Pazar (Nagyvasarcsarnok):
Gastronomi
etkinliklerinin de düzenlendiği gıda,baharat, hediyelik eşya, kıyafet kapalı
pazarıdır.
Szetendre:
Tarihi
çok eskilere dayanan turistik bir Macar Köyü olsa da daha çok Sırp'ların
yaşadığı yerdir. Osmanlı Devleti Balkanlar’a yerleşince çoğunluğu Sırp
olan milletler Balkanlar'ı bırakıp buraya yerleşmişler. Bu köyde şarap üretimi mevcut ve çeşit
çeşit şaraplarını deneyebileceğiniz restoranlar mevcut. Şarap tadım
restoranlarından biri olan Tokaj Hegyalya’yı tavsiye ederiz.
Herend Porselen Fabrikası:
Herend,
Blaton gölünün yakınlarındaki küçük bir kasabadır. Porselen fabrikası bu
kasabada ilk olarak 19. yüzyıl başlarında bir atölye olarak kurulmuş olup zaman
içerisinde büyütülmüş ve fabrikaya dönüştürülmüştür. Dünyaca ünlü olan bu
fabrikadan çıkan yemek takımları ve aksesuvar objeler Macar İmparatoru, Japon
İmparatoru, İngiltere Kraliçesi ve yakın zamanda Cambridge Dükü Prens William
ve Düşes Kate Middleton’ın sofrasını süslemekteymiş. Altın yaldızlarında
gerçek altın kullanılıyormuş. Kral ve Kraliçelerin sofrasını süsleyen bir marka
olunca haliyle fiyatlar pahalı değil, çooook pahalı. Stil olarak olsun kullanım
kalitesi olarak olsun bizim güzel İznik çinilerimizden çok fazla veya farklı
değil (altın yaldızlar dışında) gibi geldi bize ama belki aradaki farkı reklam koyuyordur diye
düşünmeden edemiyoruz kendimizi.
Cambridge Dükü Prens William ve Düşes Kate Middleton’a hediye edilen takım |
Gezi Notları:
*Bizim gidemediğimiz ancak kısmetse birdaha ki sefere Gülbaba Türbesi'ni
ve Estergon Kalesi'ni seyir defterimize not aldık. Gitmek isterseniz eğer
tarihimizden bir parça bulacağımız yerlerden biriymiş.
*Yöresel etli çorba olan Goulash çorbasını tavsiye ederiz.
*Biz Budapeşte'yi bireysel değil Macar turist rehberimiz eşliğinde gezdik
ve rehberimizin Macaristan'a olan bakış açısını da aktarmak istiyorum;
Tarihleri Hun İmparatorluğu'na dayanan Macaristan, tarih boyunca gerek 1.Dünya Savaşı, 2.Dünya Savaşı ve Nazi soykırımından
oldukça etkilenen Avrupa’nın Doğu’ya açılan kapısı ve Hıristiyanlık açısından
bakılırsa da Avrupa’nın kılıcının ucuymuş. Kendilerini Hıristiyanlık'ın
koruyucuları olarak görüyorlar.
Osmanlının
buradaki asırlardır süren varlığından olacak kendi kültürümüz ve Macar kültürü
arasında birçok benzerlik bulduk. Özellikle tarihi yapıların iç stili,
baharatlar ve dil konusunda örneğin Tuna Nehri; Duna , elma; Alma, küçük; Kiçik
(macarca telaffuzlarını yazıyorum), otobüs şoförümüzün adının Atilla olması
gibi...)
*Son olarak özellikle akşam yemeği eşliğinde Tuna Nehri turu yapmanızı tavsiye ederiz. Gece karanlığında Tuna Nehri ve kıyısındaki tarihi binaları izleyerek yemek yemek bizi oldukça mutlu etti.
*Son olarak özellikle akşam yemeği eşliğinde Tuna Nehri turu yapmanızı tavsiye ederiz. Gece karanlığında Tuna Nehri ve kıyısındaki tarihi binaları izleyerek yemek yemek bizi oldukça mutlu etti.
*Magnet euro olarak 2 Euro.
Yorumlar
Yorum Gönder