ROMA/İTALYA
Hem
İtalya’nın hem de Lazio bölgesinin başkenti Roma’dayız. Roma, Avrupa’nın en
geniş yüzölçüme sahip olan başkentlerinden biridir ve İtalya’nın da en
kalabalık şehridir. Ayrıca ülke içinde ülke bulunmasıyla (Vatikan) Avrupa’daki başkentlerden ayrılır. Yedi tepeli İstanbul gibi bu
şehir de 7 tepeli olup, tam 2800 yıllık geçmişe sahiptir. Bu köklü geçmişte en büyük pay da Roma
İmparatorluğu’na aittir. Bu kadar eski bir tarihe sahip olunca sokakları
kesinlikle tarih kokuyor. Hangi sokağa çıkarsanız çıkın yıllara meydan okumuş ve
korunarak da günümüze gelebilmeyi başarmış bir yapıyla karşılaşıyorsunuz. Bizce
bu şehrin tadını çıkartmak için en az 5 tam gün idealdir deriz.
Hava Nasıl Oralarda?
Eylül
ayı için oldukça güzel bir hava ile karşılaştık. Temmuz ve ağustos sıcağında
gezmenin bunaltıcı olabileceğini duyduk.
Bisiklet Dostu mu?
Tam
bir bisiklet dostu olmasa da bu şehirde bisiklet sürülebilir.
Para Birimi?
Euro.
Kolezyum (Collesium)
Roma
denince akla ilk gelen sembol yapıdır. M.s. 72’de yapılmış ve Dünya’nın 7
harikasından biriymiş. Geçmişte gladyatör dövüşlerinin yapıldığı, çeşitli
gösterilerin düzenlendiği Roma İmparatorluğu’nun ikonik sembolü olan Kolezyum,
amfi tiyatro olarak günümüzde de özel gösterilere ev sahipliği yapmaktadır.
Dünya'nın en büyük antik amfi tiyatrosu olan burada konser veren ilk sanatçı
Pavarotti'ymiş. Bizim buraya olan
gezimizden bir gece önce Andrea Bocelli’nin konseri olduğunu öğrendik. O
sebepten buraya gelmeden önce muhakkak internet sitesinden ziyarete açık olup
olmadığını muhakkak öğrenin deriz. Eskiden ücretsiz girilebilen burası, şimdi ücrete tabi. Önceden internetten almadan
giderseniz çok sıra bekleyeceğiniz kesin ancak Kolezyum’un önüne geldiğiniz
gibi grup tur satan arkadaşları göreceksiniz ya da onlar sizin yanınızda
bitivereceklerdir hemen. İşte bu özel turdan satın alıp çok fazla sıra
beklemeden girebilirsiniz hem Kolezyum’a hem Roma Forum’a. Ancak bilginiz olsun; grup turlar normal bilet fiyatının iki katı. Ayrıca gece turları da düzenlenmektir. Biletleri incelemek
için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz;
Konstantin Takı (Arco di Costantino):
Resimde
görülen Zafer Takı Roma İmparatoru
Konstantin tarafından kazanılan zafer anısına yaptırılmış. Oldukça
etkileyici kabartmalarının olduğu bu Tak’ın en tepe kısmına imparatorluk dönemi
boyunca tahttaki imparatorun heykeli konulurmuş. Kolezyum'un tam karşısında. Kolezyum ve Zafer Tak'ı için hem gece hem gündüz gelinmeli buraya. Zira her
iki durumda da oldukça etkileyici.
Roma
Forumu:
Roma
Forumu veya bir diğer adıyla Forum Magnum, Antik Roma’nın adalet, ticaret,
ibadet yönetim ve daha bir çok alanda geliştiği bölgedir. Antik Roma döneminde
şehirleşmenin nasıl olduğuna çok güzel bir örnektir. 2800 yıldır var olduğu, o zamanlardan günümüze kadar geldiği ve bundan sonra da var olacağı düşünüldüğü için yaşayan şehir deniyormuş buraya.
Hani
izlediğimiz filmlerin etkisinden olsa gerek Forum ve Kolezyum'un içinde
dolaşırken kendimizi o zamanlara ışınlanmış gibi hissediyoruz.
Trevi Çeşmesi (La Fontana di Trevi):
Roma’nın bir diğer sembol yapısıdır. Çeşmenin adı Türkçeye bizce ticari kaygılarla Aşk Çeşmesi diye çevrilmiş olsa da tam çevirisi 'Üç Yol Çeşmesi' dir. Rivayete göre çeşmeye çıkan üç adet yeraltı suyu olması sebebiyle Üç Yol Çeşmesi denmiş. Şimdi gelelim çeşme hakkındaki söylene gelen betimlemelere; En ortadaki heykel Antik Roma’ya göre Neptün, Yunan mitolojisine göre Poseidon, Poseidon'un solundaki bereket ve sağındaki temizlik tanrıçasıymış. Hepsi bir bütün olarak bakıldığın da ise anlamı ‘suyun bereket ve temizlik’ olduğuymuş. Bir diğer hikaye ise resimde görüldüğü üzere deniz kabuğundan at arabasını çeken mitolojik deniz tanrısı Poseidon ve yanında ona eşlik eden meleklerine suyun yerini gösteren kızın hikayesiymiş. 18. yüzyılda yapan heykeltraşı gerçekte neyi düşleyerek yaptı bilemiyoruz ama gece başka gündüz bir başka güzellikte.
Roma’nın bir diğer sembol yapısıdır. Çeşmenin adı Türkçeye bizce ticari kaygılarla Aşk Çeşmesi diye çevrilmiş olsa da tam çevirisi 'Üç Yol Çeşmesi' dir. Rivayete göre çeşmeye çıkan üç adet yeraltı suyu olması sebebiyle Üç Yol Çeşmesi denmiş. Şimdi gelelim çeşme hakkındaki söylene gelen betimlemelere; En ortadaki heykel Antik Roma’ya göre Neptün, Yunan mitolojisine göre Poseidon, Poseidon'un solundaki bereket ve sağındaki temizlik tanrıçasıymış. Hepsi bir bütün olarak bakıldığın da ise anlamı ‘suyun bereket ve temizlik’ olduğuymuş. Bir diğer hikaye ise resimde görüldüğü üzere deniz kabuğundan at arabasını çeken mitolojik deniz tanrısı Poseidon ve yanında ona eşlik eden meleklerine suyun yerini gösteren kızın hikayesiymiş. 18. yüzyılda yapan heykeltraşı gerçekte neyi düşleyerek yaptı bilemiyoruz ama gece başka gündüz bir başka güzellikte.
Her açıdan fotoğraf çekme isteği uyandırdı bizde |
Pantheon :
Dışından bakarken de içine
girdiğimizde de bizi oldukça etkileyen yapılardan biri daha. Yunanca 'tüm
tanrıların tapınağı' anlamına geliyormuş. Milattan sonra 2.yüzyıl başlarında
yapılmış. Antik Roma’da tüm tanrıların tapınağı olarak inşa edilse de içindeki pagan heykelleri yıktırılarak katolikleştirilmiş. Roma döneminden
günümüze kadar en iyi biçimde korunarak gelmeyi başaran ve Roma’daki en büyük
takviyesiz beton kubbeymiş. Roma imparatoru Hadrianus tarafından yaptırıldığı
söyleniyormuş.
Sadece kubbesindeki delikten ışık giriyor. |
Dört Nehir Çeşmesi (Fontana dei Quattro Fiumi):
Roma’daki
en ünlü çeşmelerden biridir. Navona
Meydanı’nda bulunur. Bernini tarafından 17. yüzyılda yapılan bu 4 çeşme
öğrendiğimize göre 4 kıtadaki 4 nehri sembolize etmektedir. Arkaya yaslanan
Ganj (Asya), dikilitaşa doğru eğilen Tuna (Avrupa), bir eli havada Plata
(Amerika), yüzü sakllı olan Nil (Afrika) nehirleriymiş. Ortada ise büyükce bir
dikilitaş bulunur.
Tuna (Avrupa) |
Plata (Amerika) |
Nil (Afrika) |
Ganj (Asya) |
Navona Meydanı ( Piazza Navona):
Antik
dönemde inşa edilen Domitian Stadyumu’nun yerine kurulmuş olup ortada Dört Nehir Çeşmesi, iki yanında Neptün ve Moro
çeşmeleri ve meydanın etrafında tarihi yapıların ve günümüz cafe ve
restoranlarının bulunduğu gece gündüz hareketli bir meydan.
İspanyol Merdivenleri:
Günümüzde
oldukça popüler olan bu merdivenler Roma'daki turistlerin bir diğer uğrak noktası. Merdivendeki fotoğraf çektirmeye çalışan turist kalabalığını görünce acaba bizim göremediğimiz ne var burada? dedik ve bizce hiçbir özelliği olmayan bu merdivenler, turistik reklam başarısının fiziki kanıtı. Adı neden İspanyol olduğuna
gelirsek, hemen yakındaki İspanya Konsolosluğu olmasından kaynaklandığını
öğrendik. Şimdi gelelim bu bölgeyi tanımlamaya. Çıkılması kolay uzunca merdivenler, merdivenlerin hemen önü Piazza di Spagna meydanı ve bu meydanda
yine güzel bir çeşme olan Fontana Della Barcaccia, merdivenlerin arkasında en
yukarıda Roma Rönesans tapınak kilisesi Trinita Dei Manti bulunmaktadır.
Çeşme,merdivenler ve arkada kilise |
Yakın plandan Trinita Dei Manti |
Colonna Del İmmacolata:
19. yüzyıldan kalma anıttır. İspanya Konsolosluğunun tam
karşısında Piazza Mignanelli meydanında bulunur. En tepesinde kutsanmış Meryem
Ana heykeli bulunmaktadır.
Vittoro Emanuele II Abidesi:
Piazza
Venezia meydanında bulunan beyaz saf mermerden yapılmış olan bu görkemli yapı
İtalyan Rehberimizin anlatımına göre dönemin faşistleri tarafından yaptırılmış
ve önündeki yola da Faşist yolu deniyormuş. Bu yapının, ikbal ve iktidar
meraklılarının güçlerinin bir temsili amacıyla inşa edilmesinden ötürü
yaptıranlarının halkça pek de sevilmediğini öğrendik. Ayrıca Las Vegas'a benzetilmesi de bu yapının sevilmeme nedenlerinden biri olduğunu öğrendik rehberimizden. Ancak her ne olursa olsun
19.yüzyıl sonu 20.yüzyıl başlarında Guiseppe tarafından inşa edilen bina hem gece hem gündüz ayrı bir
güzel göründüğünü söylemeden geçemeyeceğim.
Piazza Del Popolo:
Roma’nın
oldukça geniş meydanlarından biridir. İsmi ‘Halk Meydanı’ olarak geçer. Ortada
II.Ramses tarafından inşa edilmiş olan Mısır Dikilitaşı bulunmaktadır. Burası
aynı zamanda geçmişte kamusal infazların da gerçekleştirildiği yermiş.
Via Del Corso Caddesi:
Piezza
Venezia ve Piazza Del Popolo caddelerini birbirine bağlayan, bir kısmı trafiğe
kapalı, boylu boyunca tarihi binaların, mağazaların ve insan kalabalığının
bulunduğu cadde. Sırasıyla tabana kuvvet diyerek yürürseniz önce kolezyum ve
Roma Forum ardından Vittoro Emanuelle II Abidesi ve ardından bu cadde üzerinden
salına salına yürüyerek kendinizi Popolo meydanında bulabilirsiniz. Bir şehrin
ruhu da ancak böylesine yürünerek ve yürünürken de tarihi izlenerek
hissedilebilir sanırız.
Bir uçta Vittoro Emanuelle II Abidesi |
Bir uçta Piazza Del Popolo |
Capitoline Tepesi:
Roma’nın
7 tepesinden en yüksek olanı. Michelangelo tarafından yapılmış eserler
mevcuttur.
Campo de Fiori:
Rönesans
binalarının bulunduğu Roma’nın önemli meydanlarından biridir. Meydanın
ortasında fikirleri sebebiyle Roma Engizisyon Mahkemesi tarafından 17. yüzyılda
yakılarak öldürülen Bruno’nun anısına yapılan heykel bulunmaktadır. Heykel 19.
yüzyılda yapılmıştır. Meydanda sabahları sebze meyve hali kurulmaktadır.
Vatikan (Vaticano):
Vatikan
bir şehir devletidir. İtalya’nın Roma şehrinde bulunan Hıristiyanlık dini
Katolik mezhebinin merkezidir. Nüfusu 500 olup İsviçreli, katolik muhafızlar
tarafından korunmaktadır. Devlet başkanı Papa olup Dünya’nın yüz ölçümü
bakımından en küçük ülkesidir. Papa aynı zamanda Katolik Mezhebi’nin ruhani
lideridir. Ayrıca Vatikan’ın bütçesi kilise vergileri, aidat, bağış,bankacılık
vs gibi gelirlerden gelmekte.
İtalya’ya
gelmişken görülecekler arasında olmazsa olmazlardandır zira ülkenin özellikleri düşündüğümüzde belki de hiçbir yerde yaşanamayacak bir deneyimdir bizce. Öncelikle Vatikan Müzeleri'ni nasıl ziyaret edebileceğinizden bahsedeyim. Kesinlikle internetten alın
bileti deriz. İnternetten bilet almadan da girebilirsiniz ama Vatikan girişindeki sırayı görünce ne demek istediğimi eminim
anlayacaksınız. Online biletinizi çıktısını almadan da cep telefonunuzdan
girişteki güvenliğe göstererek rahatlıkla girebilirsiniz. İçeri girince otomatlardan biletinizi bastırıp müzelere giriş yapıyorsunuz. Yalnız randevu
saatini geçirmeyin saate göre grup halinde alıyorlar.
Bahsettiğim meşhur sıra |
Bilet çıktısı rahatlıkla bastırabilirsiniz, Girişin ilerisinde tam karşısında sol tarafa doğru |
Vatikan’daki görülecek
yerlere gelirsek;
Vatikan Müzeleri (Müsei Vaticani):
Ünlü
sanat koleksiyonlarından (Antik Mısır,Roma ve Yunan eserleri görülmeye değer) tutun tavan işlemeleri ve fresklere kadar bizce
oldukça etkileyici. Özellikle Raffael Odaları ve Papa seçimlerinin yapıldığı
Sistine Şapeli ayrıca etkiledi bizi.
Halı üzerine işlenmiş olan Leonardo Da Vinci'nin 'Son Akşam Yemeği adlı eseri' |
Rafael Odaları ve Atina Okulu |
Rafael Odaları ve Atina Okulu |
Tavan Kabartmaları, duvar freskleri ayrı güzel. |
Özellikle
Şapeldeki girişin hemen sağındaki yerden tavana kadar olan Michelangelo’nun Dünyaca ünlü ‘Kıyamet
günü’ freskinde ana figür en ortasında Hz. İsa ve Meryem görülmektedir.
Tablonun betimlemesi sanatçılar tarafından; İsa kıyamet günü Cennet katına
çıkmaya layık olan insanları günahkarlardan ayırıp her birini ayrı yönlere
gönderdiği şeklinde yorumlanmaktadır. Fotoğraf çekimi yasak bu sebepten fotoğraflayamadım. Ancak internetten edindiğim şeklini paylaşmak istiyorum;
Bir
diğer Dünyaca ünlü meşhur fresklerden biri de Şapel’in tam ortasına geldiğinizde
tavandaki Michelangelo’nun ‘Ademin Yaratılışı’ dir. Bu freskte
tanrının yüzü olarak Michelangelo'nun kendi yüzünü çizdiği düşünülmekteymiş ve
kimilerine göre de bu freskteki betimleme Rönesans ve Reform hareketlerinden
sonra insanlığın tanrıdan uzaklaştığı şeklinde yorumlanmıştır.
VatiKan’da
görebileceğiniz bir diğer yerlerden ikisi Castel Sant’Angelo ve Vatikan Bahçeleri. Biz malesef zamanımız
yeterli olmadığından gidemedik. Kısmetse başka sefere. Bu sebepten sabah
erkenden gelin Vatikan’ı gezmeye ve burayı bir tam gün olarak hesaplayın deriz.
Vatikan'dan Roma'ya bakış |
Aziz Petrus Bazilikası (Basilica di San Pietro):
Roma’daki 2. büyük bazilikadır. Aziz Petrus Bazilikası Michelangelo, Bramante ve Raphael gibi ustalar tarafından tasarlanmıştır.
Aziz Petrus Meydanı (Piazza di San Pietro):
Aziz Petrus Bazilikasının karşısındaki geniş meydandır. Meydanın etrafındaki sütunların herbirinin üzerine hıristiyanlık tarihindeki herbir Papa için birer heykel dikilmiştir.
Gezi
Notları:
*Antik
roma döneminde inşa edilmiş olan ilk stadyum örneğine Roma sokaklarında
öylesine gezerken denk geldik. Üzerindeki yakın dönemde inşa edilmiş olan yapının hemen altındaki
bu antik kalıntıyı koruyarak günümüze kadar gelmesini sağlamışlar.
*Aslında
milattan önce 3000’lere kadar uzanan bir tarihe sahip olan İstanbul ve Roma’yı
karşılaştırmadan edemiyoruz. Roma’nın şehir planı, varolanı korumaya dayalı
olduğu her halinden belli gibi geldi
bize. Öyle ki tarihi dokuyu bozmaması için yeni nesil bina ve gereksiz
tabelalara ve sayamayacağım bir çok kritere önem verilince beton yığını binalar
arasında yok olup gitmemiş şehrin tarihi. İşte bu sebepten insan kültürü
buluntularının çok daha eskiye dayandığı İstanbul’a da bu bakış açısıyla
bakılmış olsaydı daha farklı olmaz mıydı? diye sorduk kendimize...
*Avrupa’daki
en önemli turizim destinasyonlarından biri olan İtalya evet biraz pahalı. Gerçi
magnet fiyatı 1-3 euro arasında olsa da su ve yeme içme diğer yerlere göre
biraz daha pahalı.
*En
yoğun olabilecek zamanlar haziran-eylül ayları arasında buradaysanız müze vs her nereye gidecekseniz önceden hem internetten biletini alın hem ziyarete açık veya kapalı olup olmadığına bakın
deriz.
*Pizza ve makarnanın yanında dondurma tavsiye olunur. Kapanışı dondurmayla yapıyorum seve seve:)
*Pizza ve makarnanın yanında dondurma tavsiye olunur. Kapanışı dondurmayla yapıyorum seve seve:)
Yorumlar
Yorum Gönder