BERLİN/ALMANYA


Sanat, tarih ve festival şehri olarak anılan Berlin, Almanya’nın başkenti olup, bir eyalet kenttir.  Spree ve Havel nehirlerinin ortasına kurulmuş olan bu şehir, dönem dönem yaşadığı savaşlar ve ardından  işgal ve yıkıma  maruz kalmış olsa da, küllerinden doğmayı bilmiş. Özellikle 2. Dünya Savaşı'nda yerle bir olan Berlin, tarihi şehir havasına çok kısa sürede yeniden kavuşmuş.
Bu şehir, yola çıkmadan hemen önce seyir defterim için yaptığım küçük bir bilgi taraması sonrası çok da fazla heyecanlandırmamıştı bizi. Renksiz standart bir Alman şehriyle karşılaşacağımızı düşünüyorduk. Ancak araştırmalarımızı yerinde inceleyince; kan donduran Sachsenhausen Nazi Toplama Kampıyla, Berlin Duvarı’ının insanlara yaşattıklarıyla, özellikle ülkemizden kısım kısım kaçırılan (sözde hediye edilen ki eğer gerçekten hediye edildiyse de çok çok üzücü) tarihi tapınaklar ve eserlerle oluşturulan Bergama Müzesi’yle ve kış dönemi gittiğimiz için denk geldiğimiz Christmas Market’leriyle  5 gece 4 günü hak etmiş dedik ve ‘iyi ki de’ diyerek ayrıldık Berlin’den.

Hava Nasıl Oralarda?
Kışın ortasında soğuk, bizim için çok daha soğuktu.J

Bisiklet Dostu mu?
Başta Hollanda sonrasında Almanya bisiklette çağ üstü. Bisikletliler için gereken herşey var.


Berlin Katedrali (Berliner Dom):
Berlin’nin önemli sembol yapılarından biridir. 2. Dünya savaşında yoğun hasara uğramış. Katedral ilk olarak 1700’lerde yapılmış olsa da 1800’lü yıllarda Kral Friedrich tarafından yeniden modellendirilmiş. Kral Friedrich ve sevgili karısı Charolotte’nin tabutları bu katedralin içindedir. Alt katında müze bulunmakta. Müzede geçmişte kullanılan kral, kraliçe ve çocuklarının kimi 2. Dünya Savaşı’nda hasar görmüş olan tabutları bulunmaktadır. Giriş ücretlidir.




Savaşta hasar almış bir tabut
Müzeler Adası:
Berlin Katedrali'nin solunda bulunan içinde 5 farklı müzenin bulunduğu müzeler bölgesidir ve UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yerini almıştır. Burada bulunan müzeler; Alte Museum (Yunan ve antik dönem eserleri), Altes Museum (antik eserler müzesi), Bode Museum (Heykel ve Bizans Sanatı), Neus Museum (Mısır ve tarih öncesi) ve bize üzüntü ve şaşkınlık duygusu yaşatan Pergamon Museum.

Bergama Müzesi (Pergamon Museum):
Bu müzeyi ayrıntılı aktarmak istiyorum. Adından da anlaşılacağı üzere ülkemiz topraklarına ait olan tarihi eserlerle, Ortadoğu İslam Coğrafyasına ve Emevi dönemine ait birçok eser toplanılarak müze oluşturulmuş. Audioguide fiyata dahil. Ayrıca türkçe menülü isteyebilirsiniz görevliden.


Milet Pazar Kapısı 

Milet Pazar kapısı mozaikleri
Babil’den İştar Kapısı (Ishtar Gate of Babylon);

İspanya’nın Granada kentindeki El Hamra Sarayı’ndan  getirtilen saray kubbesi, Alhambra Dome;

Alhambra Dome
Emevi Dönemi kış kampı, Mshatta Hall Sasanian Art;

Mshatta Hall Sasanian Art
Hattuşaş Yazılıkaya’nın birebir aynı rekonstrüksiyonu, Rock-cut reliefs from yazılıkaya;

Hattuşaş Yazılıkaya
Yazılıkaya bizi ayrı etkiledi. Sebebi ise şu; Yazılıkaya, tarihi tunç çağına dayanan Hitit’in başkenti Hattuşaş’da bulunan Hitit Açıkhava Tapınağı’dır. Audioda söylenene göre; Yazılıkaya yağmur, sel, doğal afetlerle zaman içinde yıpranacaktır ancak bire bir rekonstrüksiyon olan bu oda korunup insanlık tarihine ışık tutacaktır. Bu sebepten ötürü müze bu bölüme ayrı bir önem vermekteymiş.

Suriye ve Mezopotamya bölgesinden getirtilen arkeolojik kalıntılar;



Zeus Altarı rekonstrüksiyonunu maalesef tadilatta olduğu için fotoğraflayamadık.

Asur mezar odası

Konya Beyhekim Camii’nin Çini Mozaikli Mihrabı

İznik Çinileri

 Tarihi Bursa ve Uşak halıları
Berlin Duvarı (Visitor Centre of the Berlin Wall Memorial, Berliner Mauer):
2. Dünya Savaşı sonrası tüm Almanya gibi Berlin de ABD, Birleşik Krallık, SSCB ve Fransa’nın himayesine girer ve batılı ülkeler ile Rusya siyasi anlaşmazlığa düşünce ülke, Doğu ve Batı Almanya olmak üzere ikiye ayrılıp ‘Utanç Duvarı’ olarak nitelendirilen Berlin Duvarı örülür. 1961 de örülen duvar 1989 da yıkılıp, resmi olarak 1990 yılında 2 yaka birleşince Berlin, Alman Federal Cumhuriyetinin başkenti olur.
Aslında şehrin kimi yerlerinde Berlin Duvarı’nın küçük küçük parçaları olsa da bu duvara dair en iyi bilgi edineceğiniz yerlerden biri Bernauer Strasse’dir. İnsanların hayatını tahrip eden, insanları ailelerinden arkadaşlarından ayıran 46km uzunluğundaki bu duvar, Başkentin ortasında, şehrin doğu yakası ile batı yakasını 1961 yılında ayırmış ve doğu yakasından batı yakasına geçişler kesinlikle yasaklanmıştır.


İnsanların yaşadıklarını anlatan çok güzel bir heykel
Duvar hattı üzerinde kalan evlerin ilk 2 katının penceresi o zamanlar tamamen tuğla ile örülmüş ve insanların pencerelerden kaçmaları engellenmeye çalışılmış;

Kaçışı engellemek için sınır hattındaki evlerin pencereleri tuğla ile örülürken
Her ne kadar duvar da örülse evlerin camları tuğla ile kapatılmış olsa da insanların baskıcı, dikdatör doğu yönetiminden kaçmalarına engel olamamış.
 
İnsanlar duvardan atlarken çekilen fotoğraf
Kimileri kaçabilmiş kimileri ise sevdiklerine kavuşma uğrunda canlarını vermişler.

Ölenlerin Anısına...
Duvarlardan atlayıp kaçamayacağını düşünenler tünel kazıp kaçmayı denemişler;
 
Kazılı tünelin bulunduğu hat ve karşıda Berlin Duvarı
Utanç Duvarı 1989 yılında yıkılmıştır.



Checkpoint Charlie:
SSCB yönetimindeki doğu tarafı  ile ABD yönetimindeki batı tarafını birbirinden ayıran Berlin Duvarı’nın üzerindeki 3 adet geçiş kontrol noktasından biri olan; C kontrol noktasıdır. Halen sembolik olarak bu kontrol noktası kaldırılmamış olup biz turistler için uğrak yer haline gelmiş.



Sachsenhausen Toplama Kampı:
Eğer Berlin’e gelirseniz 1 gününüzü muhakkak buraya ayırın deriz. İnsanlık dışı muamelenin yaşatıldığı bu kamp, Almanya’nın utanç yıllarını yansıtmaktadır.
Berlin’e yaklaşık 35km mesafede Oranienburg bölgesindedir. Diğer nazi toplama kamplarının idari merkezi olan bu kamp, 1936 yılında kurulmuştur. Aynı zamanda SS eğitim merkezidir. Kampta gaz odaları, patoloji laboratuvarı, barakalar, insanların yakıldığı ocaklar (krematoryum) bulunmaktadır. Bu kampta toplam 200.000 kişi tutsak edilmiş, bunun yarısı da işkence ve bakımsızlıktan ölmüşdür. Almanya ve Polonya’daki kampların ilki ve diğer bütün kamplara örnek teşkil eden uygulamaların olduğu, Adolf Hitler tarafından ‘tamamen modern’ olarak nitelendirilen bir kamptır.... 


'Çalışma özgürlük getirir'
Bu kampta başlarda homoseksüeller, sendika üyeleri, dini grup mensubu kişiler, sonrasında ise binlerce rus askeri ve yahudi burada tutsak edilmiştir. 1940'larda Alman işgali altındaki Polonya topraklarında Alman hükümetine karşı olan doktor, öğretmen, gazeteci, siyasetciler de buraya getirilerek mezalime uğratılmıştır. Esirler kampta zorunlu tıbbi deneylere maruz kalmışlardır.

Esirlerin yaşadığı barakalar

 200-250 kişinin yaşadığı oldukça küçük odalar
Tutsak olan insanların giydiği kıyafetler


Toplama kampındaki on binlerce insan ölüm yürüyüşü adı verilen zorunlu yürüyüşe maruz kalmışlar ve güçsüz, bitkin, hasta olanlar yürüyemeyerek SS tarafından öldürülmüşlerdir. ‘Aramızdaki güçsüz olup yürüyemeyecek halde olanlar SS subayı tarafından yanımızda vurularak öldürülüyordu ve bizden zorla naaşların üzerine basarak geçmemizi istiyorlardı’ der bu işkence günlerinin sonunda yaşamayı başaranlardan biri.

'Ölüm Yürüyüşü' nün yapıldığı yol  bu yol hattıdır ve soldan 2. resim durumu güzel bir şekilde anlatmaktadır.

İşkenceye dayanamayıp ölenlerden sadece birkaçı. Kadın, çocuk, genç, yaşlı, kardeş, rus, ingiliz, yahudi...
Ölenlerin anısına
Brendenburg Kapısı (Brendenburger Tor):
Berlin'in sembol yapısıdır. Holokost’u ziyaret ettikten sonra dosdoğru yürümeye devam ederseniz buraya ulaşabilirsiniz. Kapı 18. yüzyıl sonlarında yapılmış.


Soğuk savaş zamanı Reichstag (Parlamento Binası), Batı Berlin tarafında, Brendenburg kapısı ise Doğu Berlin tarafında kalır. Zaten Parlamento binasının hemen önünde kaldırım üzerinde doğu ve batı ayrımının bulunduğu, eskiden duvarın olduğu sınırı görebilirsiniz. Yılbaşı gecesi burada havai fişek gösterisi çok güzel oluyor dediler gittik lakin o kadar da etkilemedi bizi.

Eskiden Berlin Duvarı'nın geçtiği sınır
Brendenburg Kapısı karşısında yılbaşı gecesi
Berlin Zafer Sütunu (Siegessaule):
Bu anıtsal sütun, 1864-1871 yılları arasında zaman zaman yaşanan Prusya Savaşları zaferleri anısına dikilmiştir. Tepesinde 8.3 metre boyunda, 35 ton ağırlığında Victoria heykeli bulunmaktadır. Brendenburg Kapısı'na 2.1km uzaklıkta tam karşısındadır. Yılbaşı gecesinde Brendenburgdan Zafer Sütununa kadar insan kalabalığı yılbaşını kutlamaktadır.


Reichstag:
Brendenburg Kapısı’nın hemen hemen yakınında bulunur. Adolf Hitler Almanya’nın başına geçene kadar Almanya Parlamentosu’nun toplandığı yerdir. Günümüzde de parlamento burada toplanmaktadır.


Postdamerplatz:
Yüksek ve yeni nesil binaların bulunduğu merkez meydanlardan biridir. Meydanda Berlin Duvarı’ın küçük bir parçası buraya konulmuş;


Berlin Duvarı'nın küçük bir kısımı
Bu meydan’ın hemen yakınınıda yürüme mesafesinde Hitler’in ‘Kurt İni’ diye tabir ettikleri 'Führerbunker' sığınak var. Yerin 8 metre altında olan bu sığınak bombalandığı için harabe haline gelmiş ve sonrasında üzeri çıkışı olmayacak biçimde kapatılmış. Şu anda belli bir yüksekliğe izinin verildiği apartmanların otoparkıdır;


Holokost:
Yahudi Soykırımı Anıtıdır. Postdamer Meydanı’ndan yürüyerek buraya rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Mimarı, buraya gelen insanlarda kafa karışıklığı yaratmak için anıtların her birini büyüklü küçüklü, düzenli ama düzensiz yapmış. Bunda da başarılı olmuş bizce.
  

Alexanderplatz:
Merkez meydanlardan biri. Ankara’nın Kızılay’ı gibi denilebilir. Alışveriş merkezleri vardır ki bunlardan biri de Alexa’dır. Rus Çarı 1. Alexander’ın burayı ziyareti şerefine bu isim verilen meydan, zamanında önemli olaylara tanıklık etmiş.


368 metrelik yüksekliği ile Almanya’nın en uzun yapısı olan ‘Televizyon Kulesi’ de buradadır;


Eğer bizim gibi yılbaşı haftasında buradaysanız bu meydana çok yakın ve belki de şu ana kadar Almanya da gördüğümüz en güzel Christmas Market ve ortasında da görkemli bir yılbaşı ağacı ile karşılaşabilirsiniz;


Yine burada Almanya’nın Dört nehrini temsil eden ‘Dört Nehir Çeşmesi’ bulunmaktadır, çeşmenin etrafı ise buz pateni pisti ne çevirilmiş ;


Buranın hemen yakınında da Rotes Rathaus bulunmaktadır.


Gendarmenmarkt:
17. yüzyılda oluşturulan meydanda konser salonu binası, Fransız ve Alman Katedralleri bulunmaktadır. Meydanda Christmas dönemi Christmas Market de kurulmaktadır. Bu markete giriş paralıdır; 1 euro.


Konser Salonu (Konzerthaus)
Alman Katedrali
Fransız Katedrali


Kreuzberg:
Buraya küçük Türkiye desek abartmış olmayız. Zira bu bölgede caddelerde yürüdüğünüzde dükkanlardan restoranlara, 2 kişiden birinin türk olmasıyla herşey türk. Bunu fotoğraflarım sanırım daha güzel anlatacaktır;



Gezi Notlarım:
*Berlin’de şehir içi ulaşım oldukça kolay. Otomatlardan biletinizi rahatlıkla alabilirsiniz. Ancak gideceğiniz yere göre alacağınız bilet bölgesi değişmektedir. Şehir A,B,C bölgelerine ayrılmış. Eğer aktarma yapacaksanız da ona göre bilet almalısınız. Ayrıca kısa süreli tek biniş sadece 3 durak için geçerlidir, aktarma yapamazsınız. Bizce süresiz, birkaç günlük bilet almaya gerek yok tabi yürümeyi seviyorsanız. Otelinizden gideceğiniz yere yakın bir yere metro vb ile gidilip sonrasında şehir merkezi rahatlıkla yürünebilecek nitelikte. Aldığınız bileti tramvaya veya metroya bindiğinizde okutmayı unutmayınız. Berlin bilet fiyatları için;


*Almanya’nın en büyük 2. şehir parkı Tiergarten, Charlottenburg Sarayı, Olimpia Stadion, Bellevue Sarayı bir diğer gezilip görülebilir yerlerindendir.


*Bizim için özel bir yemek kültürü olmayan Almanya ve dolayısıyle Berlin'de baharatlı sosisleri currywurst deneyebilirsiniz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

VİYANA/AVUSTURYA

MADRİD/İSPANYA

DUBAI/BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ