İZLANDA
Ateş ve buzun ülkesi İzlanda’dayız. İzlanda gezimize çıkmadan önce
diğer gezilerimizden daha farklı olacağını düşünüyorduk ama bizi bu kadar etkileyeceğini ve hatta şu ana kadarki gezilerimiz
içinde ilk 3’e koyacağımızı tahmin etmemiştik. Yazacak çok şey var İzlanda’ya
dair. Bu yüzden edindiğimiz deneyimleri en küçük ayrıntısına kadar, diğer yazı
biçimimden farklı olarak aktarmak istiyorum.
Öncelikle planımızdan bahsedeyim;
Öncelikle planımızdan bahsedeyim;
6 tam gün toplam 7 gecelik planımız şöyle;
1. Gün;
* Ulaşım, Reykjavik’teki geceleyeceğimiz otele varış. Akşam 2-3
saatlik yürüyerek şehir merkezi turu.
2. Gün;
*
Seljalandsfoss şelalesi.
*
Eyjafjallajökull volkanik yanardağı seyiri için Eyjafjallajökull İnfo Point
noktası.
*
Skogafoss şelalesi.
*
Dyrholaey
*
Reynisfjara (Black Beach).
*
Vik Kasabası’ndaki otelimize varış
3.
Gün;
*Skaftafellsjökull
*Svartifoss
şelalesi
*Svinafellsjökull
buzulları
*Jökulsarlon
Buzul Lagünü
*Diamond
Beach
*Vik
Kasabası’ndaki otelimize geri dönüş.
4.
Gün;
*Geysir
ve Stokkur
*Gulfoss
Şelalesi
*Kerid
Krater Gölü
*Keyflavik’teki
otele varış.
5.
Gün;
*Blue
Lagoon (sabahtan öğlene kadar)
*Whale
watching, okyanusta baline izleme turu (öğleden sonra)
*Keflavik’teki
otele dönüş.
6.
Gün;
*Lava
Tüneli gezisi
*Keflavik’teki
otele dönüş
7.
Gün
*Otelden
ayrılış, eve dönüş.
Şimdi İzlanda ile ilgili
dikkat çekici birkaç bilgi;
*
İzlanda, yazımın başında belirttiğim
gibi, gezi planımızdan da anlaşıldığı üzere, ateş ve buzun ülkesi. Halen aktif
volkanların bulunduğu (200’e yakın volkanik dağ var ve birçoğu aktif), yer altı
sularının zengin olduğu bir ülke.
*
Kuzey Amerika ve Avrupa tektonik oluşumunun birleştiği yerde olması ve jeolojik
olarak genç bir oluşum olması sebebiyle İzlanda karası her sene 2cm
büyümekte.
*
Ayrıca sıcak su kaynakları sebebiyle çok çeşitli yaşam formlarına ev sahipliği
yapıyor ve bu sıcak su kaynaklarından ısınma ve elektrik ihtiyacı karşılanıyor. Elektiriğinin
%100’ünü tamamen doğal yollardan üretebilen tek ülke.
*
Başkenti Reykjavik ve ülke nüfusunun %65’i başkentte yaşamakta.
*
Eğitim seviyesi çok yüksek. Neredeyse herkes ingilizce biliyor.
*
Para birimi İzlanda Kronu.
*
Demir yolu coğrafi sebeplerden ötürü kullanılmıyor.
*
Bu topraklar ilk kez Norveç'ten gelen Vikingler tarafından 9.-10. yüzyılda keşfedilmiş.
Sonrasında Danimarka daha sonra İngiltere ve en son Amerika burada hükümranlık
sürmüş. 1944’te referandum ile
Cumhuriyet ilan edilmiş ve bu durumu ilk tanıyan Amerika.
İzlanda’ya gelmeden önce ve
İzlanda’da iken;
*
Özellikle Blue Lagoon’ün biletini en az 3-4 ay öncesinden almanızı tavsiye
ederiz ve yanınızda mayo getirmeyi unutmayın. Biz burada satıldığını görmedik, Reykjavik merkezde satılıyor ama çok pahalı.
*
Yanınızda şelale gezileriniz için yağmurluk vb gibi giyecek olursa güzel olur
çok fazla ıslanmazsınız.
*
Her yerde kredi kartı geçiyor, euro da kabul ediyorlar ama yüksek kurdan
bozabilirler tavsiyemiz direk varsa kredi kartı kullanın. Zaten bazı
otoparklarda sadece kredi kartı ile ödeme yapılıyor.
Gelelim deneyimlerimize;
Reykjavik:
Şehir
merkezini otele yerleştikten sonra, akşam sadece birkaç saat dolaştık.
Özellikle şehir merkezi için zaman ayırmak istemedik ama yine de birkaç resim
paylaşmak istiyorum.
Seljalandsfoss;
Arkasına
da geçip güzel fotoğraflar çekebileceğiniz bir şelale. Şelalenin çok yakınında
otopark var. Otopark için sadece kredi kartı ile ödeme yapabiliyorsunuz. Burada
şunu önemle belirtmek isterim. Eğer kredi kartınızın şifresiz işlem yapma
özelliği kapalı ise bizim gibi 2 veya 3 kere deneyip kartınızı yanlışlıkla
bloke edebilirsiniz. Biz müşteri hizmetlerini arayıp tekrar açtırmak zorunda
kaldık. Şelaleye doğru giderken WC'nin hemen yanında otopark görevlisi var,
otopark görevlisine durumu anlattık, 5 Euro nakit alıp kendi geçiş kartını kullandırttı bize.
Eyjafjallajökull İnfo Point:
Eyjafjallajökull
Volkanik dağın buzulu. Dağın endamını şöyle bir görebilmek için havanın
bulutsuz olduğu bir güne denk gelmek gerekiyor. Biz buluttan maalesef tam
göremedik ama bilgi noktasından bir kısmını görüp çeşitli bilgiler edindik. Bu
volkanik dağ en son 2010 yılında patlamış. Bölge halkı patlama sonrası buraları
terk etse de patlama bitince yeniden evlerine dönmüşler. Patlama öncesi, anı ve
sonrasından birkaç kare;
Lav patlamaları sonucu bazı yerlerde resimde görülen zemin yapısı oluşmuş. Lav soğuması sonrası taşlaşmış ve üzerinde sadece yosun yetişebilmekte. |
Skogafoss:
Döküldüğü
noktaya merdiven ile çıkıp, manzarayı yukarıdan izleyebileceğiniz şelale.
Güneşli bir günde şelale ve gökkuşağı ikilisini izlemek gerçekten olağanüstü.
Dyrholaey View Point:
Siyah
kum sahilleri ve okyanusu izleyebileceğiniz, deniz fenerinin de bulunduğu
uçurum. Buraya çıkış için aracınızın 4 çeker olmalı bizce. Normal araçla çıkan
yok mu var ama tatsız bir durum yaşanması ihtimalini belirtmeliyim.
Reynisfjara (Black Beach):
Volkan
patlamaları sonucunda siyah ince kum yapısına bürünmüş olan oldukça uzun bir
sahil. Sahilin hemen sol tarafına doğru yürürseniz eğer okyanusa bakan tarafta
oldukça geniş bir oyuk göreceksiniz mağaraya benzer. İşte bu mağara Game of
Thrones’un bir sahnesinde kullanılmış, meraklılarına...
Skaftafellsjökull:
Bu
buzulu aslında tesadüfen bulduk. Amacımız Svartifoss şelalesini görmekti.
Otoparka arabayı bıraktıktan sonra wc ve cafenin bulunduğu turist bilgi
noktasında birkaç yürüme rotası var. Biz yanlışlıkla şelale yerine buzul
rotasını takip etmişiz. Kesinlikle tavsiye ederiz. Dağın zirvesinden aşağı
doğru uzanan buzullar ve buzullardan kopan parçalar görülmeye değer.
Svartifoss:
İzlanda’daki
10.000’e yakın şelaleden biri. Turist noktasında şelale için yürüyeceğiniz yolu
yakip edin. Bir yamaçtan başlıyorsunuz tırmanmaya. Bazı yerleri oldukça dik.
Git gel toplam 3.6 km. Vaktiniz ve enerjiniz varsa sonuna kadar gidin deriz.
Biz yolu yarılayıp karşıdan izleyip fotoğrafını çekmekle yetindik.
Svinafellsjökull Glacier:
Bu
da bizim için ayrı bir buzul deneyimi oldu. Ana yoldan ayrılıp yaklaşık 2km
taşlı yoldan geçerek varıyorsunuz buzullara. Yol gerçekten kötü. 4 çeker araba
için elbette sıkıntı değil biraz sallana sallana gidiyorsunuz ama normal araç
ile sıkıntı. Normal araç ile yoldaki duraklama yerine park edip yürüyerek de
ulaşabilirsiniz.
Jökulsarlon Buzul Lagünü:
Tek
kelime ile muhteşem. Hızla erimekte olan Avrupa'nın en büyük, Dünyanın 3. büyük,
800m derinliğe sahip olan Vatnajökull buzul dağının parçası. Kopan buzul
parçaları buradan geçerek okyanus ile buluşuyor. Dünyamızın her saniye damla
damla eriyişine tanıklık ediyorsunuz burada.
Diamond Beach:
Buzul
lagününden kopan parçalar okyanusa doğru yol alırken kimileri bu sahile vuruyor.
Sahil volkanik patlamanın yarattığı oluşum sebebiyle simsiyah kum. Kumların
üzerinde güneşin de yansıması ile ışıl ışıl buz parçaları. Sanıyoruz bu
sebepten ötürü bu sahile Diamond demişler...
Geysir ve Stokkur:
Yeraltı
sularının lavlara yakın geçerken buharlaşıp bir basınç oluşturması ve bu basınç
sayesinde yer tabakasının en zayıf noktasından yeryüzüne ulaşması resimde
gördüğünüz gayzerlerin oluşmasına sebep oluyor. Gerçekten muazzam ve bir o
kadar ürkütücü anlara tanıklık ediyorsunuz burada.
Gulfoss:
Diğer
gördüğümüz şelalelerden biraz daha farklı. Dikine olduğu kadar enine de geniş
olan oldukça büyük bir şelale. 2 ayrı otopark noktası var. Biri aşağıda
şelaleye doğru inince, diğeri de ana yolun hemen yakınında turist bilgilendirme
noktasında.
Kerid Crater:
Her
mevsim ayrı güzel tabloyla karşılaşacağımızı düşündüğümüz yaklaşık 3000 yıllık
krater gölü.
Blue Lagoon:
Başınız
-1 derecelik hava ile temas halinde iken vücudunuz 38 derecelik sıcaklığa sahip
suyun içinde. Kesinlikle tavsiye ederiz. Biletinizi seyahat tarihinizden çok
çok önce alın. Çeşitli bilet opsiyonları var; Havlulu, havlu ve terlikli,
içecekli, maskeli vs. Her şekilde pahalı
olduğunu söylemekte fayda var. Cafe’sinde 3 sandeviç 2 çaya 70 euro verdik.
Yanınızda küçük sandeviçlerinizi getirebilirsiniz.
Soyunma
odasında giyindikten sonra, önce kapalı alanda sıcak suya giriyorsunuz. Bu
şekilde suyun içinde yürüyerek kapıdan çıkıp dışarıdaki havası buz gibi suyu sıcacık havuza ulaşıyorsunuz.
Verilen bilekleri bileğinizden çıkartmayın. Onunla havuz etrafındaki barlardan
yine havuzdan çıkmadan kolunuzu dıtlatarak maske veya içecek alıyorsunuz.
Whale Watching:
Elding
Whale Watching adlı şirketin balina izleme turuna katıldık. Şansımız yaver
gitmedi. İlk seferde balina göremedik. Bu şirket eğer balina göremezseniz size
2 yıl içinde tekrar tura katılma imkanı veriyor ya da diğer turlardan birini
indirimli satıyor. Biz ertesi sabah bir kez daha bu tura katıldık ama maalesef
yine balina göremedik. Her ne kadar balina görememiş olsak da okyanusta
dolaşmak güzel bir deneyimdi bizim için. Tavsiyemiz bu tura tatilinizin
bitmesine birkaç gün kala katılın ki bir
daha tura katılmak için vaktiniz olsun.
Lava Tunnel:
İzlanda’nın
en uzun tüneli. 5200 yıl önce volkanik patlamalar sonucu meydana gelen lavlar
sayesinde oluşmuş olan bir tünel. Toplam 1360metre. Sadece 900m lik kısmı
ziyarete açık. Bazı yerlerde tavan yüksekliği 10m yi bulabilmekte. Tünelin
ziyaret edilebilen kısımında tavanda,
gökyüzünü tamamen görebilen yaklaşık 4-5m çapında 3 ayrı oyuk bulunmakta.
Geçmişte tünelin içi lav damlalarıyla oluşmuş, lav sarkıtlarıyla doluymuş ancak
1950 ve sonrası buralara insan elinin değmesi ile birlikte sadece bir kaç tane
lav sarkıtı kalmış. Burası Rekjavik’e 30 km mesafede. Eğer vaktiniz var ise
kesinlikle ziyaret edin deriz.
Yorumlar
Yorum Gönder