BRÜKSEL/BELÇİKA




Seyahat acentalarının Benelüks Turu şeklinde planladıkları turun en önemli ayağı, Avrupa’nın başkenti olarak kabul edilen Brüksel'deyiz. (Avrupa Birliği'nin 3 ana kurumu olan AB Komisyonu, AB Bakanlar Konseyi ve Avrupa Parlamentosu içinde ilk ikisinin resmi organlarının büyük çoğunluğu buradaymış). Brüksel sosyo profil yapı açısından kozmopolit bir şehir. Zaten merkezde şöyle bir dolaştığınızda insan ve restoran çeşitliliğinden anlaşılıyor. Ayrıca ne Paris gibi kalabalık keşmekeşi var ne de Almanya’nın bazı şehirleri gibi sakin. Gecesiyle gündüzüyle canlı yaşayan bir şehir gibi geldi bize. Her ne kadar bulutlu ve yağmurlu, kasvetli bir günde gitsek de biz Brüksel’i sevdik. Şehri tam manasıyla yaşamak için rahat iki tam günü ayırın deriz. Ayrıca şehrin turistik yerleri yürünerek gezilebilecek büyüklükte, yürüyerek bu şehrin tarihi dokusu içinde kaybolun!

GRAND PLACE;
Tarihi çok eski yıllara dayanan bu meydan şehrin ekonomik, sosyal ve siyasi merkezi konumunda. Bu meydanın fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere 4 tarafı 14. ve 15. yüzyıldan kalma binalarla çevrilidir.Gecesiyle gündüzüyle canlı bir meydan.Haliyle turist kaynıyor.





Grand Place’da karşınıza çıkan dikkat çekici bir heykel Belediye Binasının hemen yan tarafında ayakucunda bir köpekle uyuyan kadın heykeli.Rivayete gore sağ eliyle bu kadın heykeline dokunan kişinin dilekleri kabul oluyormuş.Bize turist çekme oyunları bunlaaaar ! dedirtti lakin yine de görüp fotoğraf çekmeye değer.


HOTEL DE VİLLE:
13. yüzyılda yapılan bu bina belediye binası olarak kullanılmaktadır. Hotel de ville’nin kadrajıma sığamayan 96 metrelik asimetrik kulesi Grand place’nin en dikkat çekici yapısı belki de.


BİRA MÜZESİ:
Belçika'da 250 den fazla bira çeşidinin olduğunu duyunca haliyle bira müzesi tarzı yerler dikkati çekiyor.Grand place dışında Brükselin başka bir yerinde bira müzesi varmı bilmiyoruz ama Grand Palace’deki bu müzeyi özellikle yazmak istedim çünkü hayal ettiğimiz gibi bir müze değil malesef.Müzeden içeri 1 kat aşağı iniyorsunuz solda vitrin içinde birkaç bira şişesi , bardak vs sergilenmiş olan aslında bir çeşit pub diyebiliriz.


MANEKEEN PİS:
Bronzdan yapılmış ve 61 cm boyundaki heykelde bir çeşmenin havzasına işeyen çıplak bir çocuk heykelidir . 1600 lü yılların başında buraya yerleştirilmiş . Manneken Pis’in kim olduğu veya yapılışı ile ilgili birçok hikaye bulunmaktadır . Bunlardan biri kaybolan bir çocuk anısına yapıldığıymış.Her ne sebeple yapılırsa yapılsın yıllardır karşısına bir sürü insanı dikip fotoğrafını çektirtmeyi başarmış bu işeyen çocuk heykeli.Grand place'e çok yakındır,yürüyerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz.Hotel Ville nin yanındaki aradan girin dosdoğru yürüyün karşınıza çıkacaktır.


Galeries Royales Saint-Hubert:
19. yüzyıl ortalarında inşa edilen cam tavanlı alışveriş merkezidir. İçinde yan yana mağazaların yanı sıra çikolata dükkanları bulunur.


Buradaki meşhur çikolata dükkanı

ATOMİUM:
1958 yılında Expo 58 fuarı için yapılmış olan bu yapı , dokuz çelik kürenin birleştirilmesi ile oluşur. Demirin kristal kafes yapısının 165 milyar kez büyütülmesinden esinlenmiştir . Başlangıçta 6 aylığına inşa edilmişken bakmış görmüşler turistlerin uğrak yeri haline gelmeye başladı , kaldırmaktan vazgeçmişler (tıpkı Paris-Eyfel kulesi ve Londra-London eye gibi) . Şimdi Brüksel’in sembollerinden biri . Şehrin biraz dışında yemyeşil bir parkın içinde.Çayır çimen seviyorsanız çok güzel bir yarım günü burada geçirebilirsiniz.


NE YESEK NE İÇSEK?
Yazımın ortalarında da söylediğim gibi 250 den fazla bira çeşidi var .İsterseniz yemeğinize yerel belçika birasını eşlik edebilir , üzerine de tatlı da yiyeyim derseniz kesinlikle waffle tavsiye ederiz . Üzerinde çilek ve eritilmiş çikolatayla gerçekten lezzetli . Çok tatlı seven birisi olmamamıza rağmen hafif , boşuna meşhur olmamış dedirtti bize . Bu arada şunu da belirtelim bira ve waffle ın yanında Belçika çikolatası da meşhur çikolata bağımlılarına duyurulur.


Brüksel'den birkaç kare;





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

VİYANA/AVUSTURYA

MADRİD/İSPANYA

DUBAI/BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ