KASABLANKA/FAS/AFRİKA
Kasablanka,
İspanyolca Casablanka (Beyaz ev), Arapça Dar-ül Beyda, Fas’ın Atlas Okyanusu
kenarındaki liman kentidir. Kasablanka, Fas’ın en büyük kenti olup ekonomik ve
ticari başkentidir. Fas’ın ulusal başkenti ise
Rabat’tır. Burası 12. yy.da Berberi köyü iken akınlarına uğradıkları korsanların
merkezi olur. Sonrasında Portekizlilerce yakılıp yıkılır ve buraya Casa Branca
ismi verilir. Fas, 1912-1956 yılları arasında
Fransa himayesine girer ve bu süre zarfında Kasablanka önemli bir liman
kenti haline gelir. Burası 2.Dünya savaşında stratejik bir liman olarak
değerlendirilir ve düzenlenen Kasablanka konferansında Churchill ve Rosevelt
savaşın gidişatını burada görüşürler.
Hava Nasıl Oralarda?
Elbetteki
Avrupa’ya göre sıcak. Nisan-mayıs ve eylül-kasım ayları arası bizce ideal ancak çok
sıcak sevmiyorsanız yazın tavsiye etmeyiz.
Bisiklet Dostu mu?
Burada
caddeler, ara sokaklar her yer ama her
yer bisiklet ve motorsiklet dolu. Sakın bisiklet doluysa rahat sürerim demeyin.
Öyle medeni bisiklet yolları, kurallar vs beklemeyin. Trafikte insan, bisiklet
ve araçlar iç içe. Hele ki araba sürmek biraz dikkat ve atiklik ister.
Kurallara çoğunlukla uyulmadığını gördük. Bir Avrupalının burada araba
kullanması zor. Ama İstanbul’dan geliyorsanız kısa sürede uyum sağlarsınız
diyebilirim.
Para Birimi Ne?
Para
birimi Fas Dirhemi. Bizim gittiğimiz dönem 1tl, 2.2 dirheme denk geliyordu.
2. Hasan Camii:
Atlantik
kıyısı doldurularak yapılmış olan bu camii 210 metrelik minaresi ile dünyanın
en uzun minaresine sahip olan camisidir. Yapı olarak ise Mescid-i Nebevi ve
Mescid-i Aksa ‘dan sonra en büyük camisidir. 1993'de yapımı tamamlanmış. İçi de
dışı da oldukça görkemli olan bu cami insanı etkiliyor.
Dünya'nın en uzun minaresi |
Oldukça büyük kapılı pencere |
Tavan süslemeleri |
Kolon süslemeleri |
Muhammed V Meydanı:
Merkez
meydanlardan biri. Özellikle akşam saatlerinde oldukça hareketli. Bizim orada
olduğumuz dönemde akşam saat 8 de müzikli havuz gösterisi vardı.
Müzikli havuz gösterisi |
Kasablanka Katedrali (Sacre Coure):
Geçmişte
Arap hakimiyeti olunca binalarda Arap esintisi hakim. Halen de halkın
%99'u Müslüman. Sonrasında Fransız hakimiyetine girince haliyle şehirde
katedral de görmek mümkün. Maalesef gittiğimiz dönemde tadilattaydı içini
göremedik.
Arab League Park:
Fotoğraflarından
etkilenerek görmek istedik ama maalesef kapı duvar. Tadilat varmış giremedik.
Kıyıdan köşeden az biraz fotoğraflamaya çalıştık.
Old Medina:
Eski
ve dar sokakların bulunduğu yöresel ürün ve eşyaların satıldığı, yeme içme
seyyar satıcılarının bulunduğu Kasablanka’nın eski şehir kısmı.
Ara sokaklarda bulunan fırınlarda sıcacık ekmekler satılmakta. Biz de dayanamayıp aldık. |
Korniş Bölgesi (La Corniche):
Sahil
kenarı, bizdeki kordon boyu denir ya aynen öyle. Şehrin bu kısımı
palmiyeleriyle bize İzmiri hatırlattı.
Gezi Notlarım:
*Kasablanka, bizi etkileyen şehirler listesinde üst sıralarda yerini
alamasa da değişik kültürleri tanımayı sevenler için gidilebilir bir şehir. Buralara
gelmek isterseniz eğer Marakeş ile birlikte planlayın deriz. Biz 1 günü
Kasablanka’ya 3 günü ise Marakeş’e ayırdık. Kasablanka’da da Marakeş’de de
bulunduğumuz süre boyunca güvenlik açısından bir sıkıntı yaşamadık. Yürüyerek 2
şehrin altını üstüne getirdik hiçbir olay yaşamadık ama tabi ki bu asla başa
gelmeyeceği anlamına da gelmez. Turla gelmeye hiç gerek yok. Az ingilizceniz
varsa rahatlıkla gezebilirsiniz bu şehri kendi başınıza.
*Biz ilk önce Avrupa’dan Marakeş'e Hava limanına inip buradan araba kiralayarak direk Kasablanka'ya geldik.
Araç kiralama sürecimizi Marakeş yazımda aktaracağım. Arabayı Kasablanka’ya
gidiş geliş için kullandık ancak dilerseniz otobüsle de bu 2 şehir arasında
ulaşım sağlayabilirsiniz. Kasablanka içinde yürüyerek şehrin her yerine
ulaşabilirsiniz.
* Ucuzluk açısından değerlendirmek gerekirse; Paramız Dirhem karşısında
daha değerli diye sakın ucuzdur demeyin. Evet biraz geri kalmış bir
ülkeyle karşı karşıyasınız ama bu ucuz olacağı anlamına gelmiyor maalesef... Kasablanka
da ve Marakeş de popülaritesinin verdiği rahatlıkla, kendisi Avrupa
standartlarında olmasa da fiyatlar Avrupa standartlarında. 1,5 litre suyu 1 euro'ya da alabilirsiniz 3 euro'ya da. Magnet 2-4 euro arasında. Fiyatlar her yerde
değişiklik gösteriyor. Dolayısıyla sıkı bir pazarlık şart. Aynı zamanda şehir
içinde euro da geçiyor ancak bozdurmak için birkaç döviz bürosu fiyatlarını
incelemekte fayda var.
*Köylerde yaşayan halkın bazıları Berberice konuşurken neredeyse tamamı
Arapça (resmi dil) konuşmaktadır. Ayrıca Fransız etkisinden ötürü Fransızca da
konuşulmaktadır (tabi ki turistlerle).
*Yöresel
kahveleri nasnas’ı biz beğendik.
Tavsiye ederiz.
*Şehrin birçok yerinde taze meyve suyu dükkanları var. Kesinlikle
tavsiye ederiz. Çeşit çeşit tropik meyvelerden hazırlanmış olan meyve suları
gerçekten çok lezzetli.
Yorumlar
Yorum Gönder