MARAKEŞ/FAS/AFRİKA

Marakeş, namıdiğer Kızıl Şehir, Atlas Dağları’nın eteklerinde olup Fas İmparatorluğu’nun ilk başkentidir. Şehrin adı Berberi dilinde Tanrı’nın ülkesi anlamına gelir. Avrupalı isimlerinden biri Morocco olan bu şehir yeni (Gueliz) ve eski (Medina) şehir olmak üzere ikiye ayrılmış. Medina bölgesi labirenti andırırcasına dar sokaklara ve eski tarihi yapılara sahip. Burası yüzlerce yıldır yazarların, sanatçıların ilham bulmak için geldiği ilgi çekici bir dünya.

Hava Nasıl Oralarda?

Yaz dönemi çok fazla sıcak sevmiyorsanız pek tavsiye etmeyiz zira nisan ortası bile hava oldukça iyiydi.

Bisiklet Dostu mu?

Kasablanka gibi her yer bisiklet, motosiklet ancak  tıpkı bir Hollanda gibi pedallayanları düşünen bir şehir değil. Trafik yaya, araç, motosiklet birbirine girmiş durumda ve kurallara pek uyulduğu söylenemez. EDS kameralarının olduğu yerler dışında.

 

Trafiğin durumunu anlatıyor sanırım bu fotoğraf

Para Birimi Ne?

Para birimi Fas Dirhemi. Bizim gittiğimiz dönem 1tl, 2.2 dirheme denk geliyordu.

Jamaa el-Fnaa (Djema el-fna):

Hem turistlerin hem yerel halkın bulunduğu Medina bölgesindeki Marakeş’in ana meydanı. Gündüz daha sakinken gece oldukça hareketli. Yılan oynatıcıları, maymun oynatıcıları, takma diş satan seyyar satıcılar, taze meyve suyu satıcıları, desenli kına yakan teyzeler, akrobasi hareketleri yapan geçler, mangal başı piknik vari seyyar restoranlar ve daha birçokları var. Özellikle boa ve kobra yılanlarına veya maymunlara dikkatle baktığınızda hemen biri yanınıza gelecek ve size uzatacak yılanı veya maymunu hem de ısrar kıyamet. Tabi güzel güzel fotoğrafları çektikten sonra isteyecek parasını. Bizden yılanla çekindiğimiz fotoğraf için 200 dirhem istemişlerdi haliyle biz de verdik. Değişik bir atmosferi var bu meydanın. Bizi Marakeş'te en çok etkileyen yer oldu. Her ne kadar biraz pis gibi gözükse, bazı satıcılar rahatsızlık verircesine bir şeyler satmaya çalışmış  olsalar da bu meydanın değişik, etkileyici, egzotik bir ambiansı var. Ayrıca bu meydan UNESCO tarafından koruma altına alınmış.

 

Güneş batarken kalabalıklaşmaya başlıyor.

Akşam oldukça kalabalık

Yöresel çalgılarla müzik

Meyve suyu satıcıları

Meydana çıkan ara sokaklarda yöresel eşya dükkanları

Meydana çıkan ara sokaklarda yöresel eşya dükkanları

Kutubiye Camii (Koutubia):

Marakeş'in en büyük camisi. Jama el-fna meydanına çok yakın. 12.yy sonları yapımı. Hemen yanında bahçesi var Başkent Rabat’daki Hassan Kulesi ve Sevilla’daki Giralda bu minare baz alınarak yapılmış. Gittiğimiz dönemde turist ziyaretine kapalıydı.

Camii bahçesi

Ali Bin Yusuf Medresesi:

Zamanında dini eğitim veren en büyük medreseymiş. İçinde büyük bir avlu, avluda etrafında öğrencilerin oturup ders dinlediği büyük bir havuz varmış. ‘mış’ diyoruz çünkü yine gittiğimiz dönem tadilatta olması sebebiyle ziyarete kapalıydı. Yapımı 16.yy da tamamlanmış. Adını Sultan Ali İbn Yusuf’tan alır.

 

Tabelayı gördük ve maalesef yürümeye devam ettik.

Majorelle Bahçeleri (Jardin Majorelle):

Dünyanın birçok yerinden getirilen bitkiler var dediler gittik ancak açıkcası biz pek öyle etkileyici bir yer ile karşılaşmadık. Daha önce herhangi bir büyük botanik parkına gittiyseniz burası biraz yavan kalabilir. Ayrıca içeride bir de müze var. Hem parka giriş hem müze tabi ki paralı. Erken gelmenizi tavsiye ederiz zira biraz sıra beklemeniz muhtemel.

 

Parkın girişi

Bab Agnau:

Bab Agnau, şehrin 19 tarihi giriş kapılarından biri. 12.yy’da inşa edilmiş.

Bahia Sarayı:

19.yy’da inşa edilmiş olup, döneminin en büyük sarayı olması amaçlanmıştır. Tavan işlemeleri oldukça güzel, islami stilde yapılmış.

El Badi Sarayı:

Kil ile yapılmış bir saray. Marakeş'in en büyük tarihi alanı. Saray günümüze kadar tam olarak korunamamış. Geçmişten günümüze sarayın tarihini anlatan sinevizyon gösterisi izlenebilir. Terasa çıkılıp Marakeş manzarası izlenebilir.

Maalesef zamana ve yıkıma dayanamamış

O dönem ki sarayların içinde büyük havuzlar bulunurmuş.

Sarayın geçmişini anlatan video iç avluda

Portakal çiçeği kokusu eşliğinde bir gezi 

Terastan görünüm

Marakeş müzesi:

Fas’a dair islam eserleri var diye araştırdık ancak tam bir müze gibi değil, bina iç mimarisini gördük.

Gezi Notlarım:

* Biz Marakeş hava alanına iner inmez araba kiraladık zira ilk günümüzü Kasablanka’ya ayırdık. Önceden internetten bilindik şirketlerden araba kiralarsanız hava alanının içindeki aracı kiraladığınız şirketin ofisine giderek tüm işlemlerinizi rahatlıkla yaptırabilirsiniz. Eğer daha uygun fiyatlı bir şirketten kiralarsanız (bazı şirketlerin ofisi hava alanında yok) alana indiğinizde şirketi arayın onlar sizi kapıda karşılarlar ya da alanda bir yerde buluşma noktası belirlerler ki biz öyle yaptık. Şirket çalışanı ile hava alanının önündeki otoparkta verdiği numarada görevli ile buluştuk.

* Eğer siz direk Marakeş merkeze gitmek istiyorsanız hava alanının önündeki otoparkta bir sürü sarı taksiler var, bize 10 euro karşılığında merkez meydana, Jamaa el-fnaa’ya götürmeyi teklif ettiler ancak biz arabayı bıraktığımız gün Marakeş merkeze dönerken otobüs tercih ettik ki iyi ki de öyle yapmışız. Marakeş hava alanı otobüsleri otoparkın bulunduğu bölgede ve zaten hemen dikkatinizi çekecektir. Hem şehir içinde hem de hava alanında geliş ve gidiş sürelerine uyuyorlar. Bilet 30 fas dirhemi yani yaklaşık 3 euro. Şimdi önemli bir bilgi vereceğim. Otobüs biletini şoförden satın alıyorsunuz. Eğer binerken şoförün size verdiği bu bileti kaybetmez, saklarsanız 15 gün süreyi geçirmemek kaydıyla dönüşte otobüs şoförüne bileti göstermek suretiyle tekrar kullanabilirsiniz. Bu uygulamayı şu ana kadar ki gittiğimiz hiçbir ülkede görmedik. Tabi siz yine de bileti alırken şoföre sorun dönerken de aynı bilet  geçerli mi? diye. Ayrıca otobüslerde ücretsiz wifi da var.

* Ucuzluk açısından değerlendirmek gerekirse; Paramız Dirhem karşısında daha değerli diye sakın ucuzdur diye düşünmeyin. Evet biraz geri kalmış bir ülkeyle karşı karşıyasınız ama bu ucuz olacağı anlamına gelmiyor... Kasablanka da ve Marakeş de popülaritesinin verdiği rahatlıkla, kendisi Avrupa standartlarında olmasada fiyatlar Avrupa standartlarında. 1,5 litre suyu 1 euro ya da alabilirsiniz 3 euro ya da. Magnet 2-4 euro arasında. Fiyatlar her yerde değişiklik gösteriyor. Dolayısıyla sıkı bir pazarlık şart.

Ayrıca eğer bir şeye almak için değil öylesine bakıyorsanız satmak için ölümüne ısrar ediyorlar. Kimi satıcılarla göz göze gelmemeye çalışın deriz. Aynı zamanda şehir içinde euro da geçiyor ancak bozdurmak için birkaç döviz bürosu fiyatlarını incelemekte fayda var.

* Her yerde size yerel halktan birileri canla başla yardım için çabalıyor ve genelde karşılığını da istiyorlar. Biz Marakeş'e geldiğimiz ilk gün bu meydana 500 metre mesafedeki otelimizi bir türlü bulamadık. Tam aranırken adamın biri yanımızda bitti. Bizi labirent gibi dar ara sokaklardan geçirip otele varmamızı sağladı ve parasını da istedi.

* Google maps maalesef burada çalışmıyor. Daha doğrusu sizi yönlendiremiyor. Bu sebepten google haritaları takip ederek yönünüzü kendiniz bulacaksınız.

* Köylerde yaşayan halkın bazıları Berberice konuşurken neredeyse tamamı Arapça (resmi dil) konuşmaktadır. Ayrıca Fransız etkisinden ötürü Fransızca da konuşulmaktadır (tabi ki turistlerle).

* Yöresel kahveleri nasnas’ı biz beğendik. Tavsiye ederiz. 

Kutubiye Cami'sine karşı nasnas keyfi

Yine yöresel yemekleri olan Tajin de fena değildi, lezzetliydi. Damak tadına göre Tajini seçebilirsiniz. Meydandaki mangal başlarından birine oturup kuzu pirzola ve yanında verilen ekmek ve atıştırmalıkları biz çok beğendik.

 

Tajin

Kuzu pirzola, Domatesli sos ve zeytin salatası

* Şehrin birçok yerinde taze meyve suyu dükkanları var. Özellikle Jama el-fnaa da bir deneyin deriz. Kesinlikle tavsiye ederiz. Çeşit çeşit tropik meyvelerden hazırlanmış olan meyve suları gerçekten çok lezzetli.

* Vaktiniz kalırsa ve Maraakeşin modern yüzüyle de tanışmak iterseniz Menara Mall’a uğrayabilirsiniz.

* Chez Ali geceleri’ne katılabilirsiniz eğer daha önce böyle bir etkinliğe katılmadıysanız ilginç gelebilir. Tur acentalarından satın alabilirsiniz. Ulaşım+yemek+gösteri standart fiyatları var.