KÖLN/ALMANYA
Almanya’nın
4. büyük şehri, Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin ise en büyük şehri Köln’ü bir cumartesi günü gezme fırsatımız oldu. Bizi oldukça şaşırtan bu şehir ile ilgili
edindiğimiz bilgi ve deneyimleri başlayayım yazmaya;
Tarihi
Orta Çağa kadar dayanan Köln, Romalılar tarafından milattan önce 50 yıllarında kurulmuş. Başlarda
koloni şeklinde kurulan bu şehrin adı, Roma İmparatoru Claudius’un eşinin de
adı verilerek Colonia Claudia Agrippinensium iken, zaman içinde koloni anlamına
gelen Colonia şeklinde söylene gelmiş ancak gel zaman git zaman Colonia
olmuş Köln.
Bizce
tamamen bir turizm şehri olmasa da gezilip görülebilecek, güzel vakit
geçirilebilecek yerleri olan bir şehir.
Birçok
ırka ev sahipliği yapan Köln’ün kozmopolit yapısının çoğunluğunu sanırız Türkler oluşturuyor. Zira hangi cadde de yürürsek yürüyelim neredeyse 2 kişiden
biri Türk. Şehri tam manasıyla gezip görebilmek için 1 gün bize yetmedi. Aynı
zamanda hafta sonu bir Köln akşamını da merak etmiyor değiliz.
Hava nasıl oralarda?
Köln’ü
gezebileceğimiz en güzel mevsim temmuz, ağustos dediler. Ortasından geçen Ren
nehrinin yaratmış olduğu hafif bir nem ve zaman zaman yaz ayı olsa bile yağmur
ile karşılaşabilmek mümkün.
Bisiklet dostu mu?
Zaman
zaman bazı sokaklar parke taş olsa da genel itibari ile hem bisiklet yolları
hem de sürücülerin bisikletlilere olan saygısı bu şehir tam bir bisiklet dostu
dedirtiyor insana.
Para birimi ne?
Euro
Köln Katedrali (Kölner Dom, Cologne
Catedral):
Almanya’nın
simgesel yapısı hakkında söylenecek çok şey var. Gerçekten oldukça etkileyici. Tarihte, yapımı zaman zaman savaşlar ve parasızlıktan ötürü sekteye uğramış. 632 yıl
süren bu katedralin yapım fikri daha 7. yüzyılda ortaya atılsa da yapımına 1248
yılında başlanmış ve 1880 yılında hizmete açılabilmiş. Gotik tazdaki bu katolik
katedrali Almanya’nın ikinci, Dünya’nın ise üçüncü en büyük kilisesidir. Bu
katedralden ötürü Köln kutsal şehir (Santa Colonia) ilan edilmiş Papa
tarafından. UNESCO Dünya Mirasları listesinde de bizce hak ettiği yeri almış. Fotoğraflarla her açıdan ihtişamlı katedral;
Etkileyici vitray pencereleri... |
70 yıl öncesi |
Ren Nehri:
Türkçe Ren Nehrinin, Almanca Rhein Nehri'nin İsviçre Alpleri'nden başlayıp ,Rotterdam'ın Kuzey Denizi'nde son bulan yolculuğunda, ortasından geçtiği şehirlerden biridir Köln.
Hohenzollern Köprüsü:
Almanya’nın
Ren nehri üzerinde bulunan bir diğer simgesel yapısı. Dom Katedralinin tam
karşısında. 2.Dünya Savaşında önemli bir rolü olan köprülerden biridir. Bu
köprü savaş sırasında hava bombardımanlarından aslında çok fazla etkilenmemiş
ancak şehrin batı kıyısının işgal edilmesi sonucunda Almanlar tarafından havaya uçurulmuş.
Almanya’nın en çok kullanılan demir yolu köprüsü. Fotoğraf çekmeyi severler
için, Dom Katedrali'nin karşı kıyısı, köprünün sağ bacağından hem köprü hem de
katedral bir arada hem gece hem gündüz güzel kareler alabilirsiniz.
Çikolata Müzesi (Imhof Schokoladen
Museum):
Azteklerden
günümüze kadar her bakımdan çikolatanın tarihi interaktif ekranlarla
anlatılmaktadır. Kahve çekirdeğinden çikolataya uzanan yapım aşamaları da
izlenilebilir. Ayrıca belli markaların (milka,Lindt) geçmişten günümüze ambalajları, eski çikolata dükkanlarını vs görüp zamanda geriye gidebilirsiniz, tabi meraklısıysanız. Çikolata üretiminde kullanılan kakao, vanilya, papaya,
muz gibi bitkileri canlı canlı, aynı tropik atmosferle botanik bahçesi kısmına
da girebilirsiniz.
Çok eskilerden bir çikolata dükkanı |
Markanın 1900'lerden günümüze kullandığı ambalaj |
Eski zamanlarda kahve çekirdekleri ilk kez Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya kanolarla ulaştırılırmış |
Çikolata üretimi için gerekli olan bitkilerin serası. |
Gross St Martin Katedrali:
Roma
tapınağı üzerine inşa edilmiş olan bu romanesk yapının inşasına 1150 yılında
başlanmış ve tam 100 yıl sürerek 1250 yılında tamamlanmış. 2.Dünya Savaşından
da nasibini alan bu yapı bizce ihtişamlı ve oldukça zarif.
Flora und Botanischer Garten:
Çiçek ve botanik bahçesi. Yeşil mi yeşil gezilesi bir yer. Hava güzelse şöyle bir gezip sonra içerideki restoranda bir şeyler yiyip yeşilliğin keyfine varabilirsiniz. Parkın içindeki banklardan birine oturup kitap okumak için sakin sessiz enfes bir atmosfer.
Eski Şehir Meydanı (Alter Markt):
Roma döneminde Pazar yeri olarak kullanılmış. Günümüzde ise etrafında cafe ve restoranların bulunduğu eğlenceli bir yer.
Schildergasse:
Şehrin
trafiğe kapalı alışveriş caddesi. İndirim zamanlarında değerlendirilebilir
sanırız.
Hohe Caddesi:
Şehrin
bir diğer trafiğe kapalı alışveriş caddesi
Heu markt:
Cafe ve restoranların ve büyükce bir meydanının olduğu bir yer. Yemek yeme yeri için alternatif olabilir.
Şehrin Orta Çağdan, Roma İmparatorluğu'ndan kalma tarihini ve günümüze kadar gelebilen kalıntıları görülmeye değermiş. Kısmetse bir daha ki sefere bu şehirdeki ilk adresimiz.
Gezi Notlarım:
*Şehri 'Bimmelbahn, Mini Train' trenleriyle de gezebilirsiniz. İlgilenirseniz çeşitli turları mevcut. Şu adresten ulaşabilirsiniz;
*Teleferikle şehri yukarıdan izleyebilirsiniz. Kalkış noktası botanik
parkına yakın hayvanat bahçesi yanında.
*Ren nehri kenarında Cumartesi günleri kurulan bit pazarında gezebilir
ilginç şeyler satın alabilirsiniz. Konrad-Adenauer-Ufer caddesi üzerinde.
*Ren nehri kenarında gezinti yapıp Am Leystapel yolu üzerinde
Rheingarten meydanında dinlenebilirsiniz.
*Dünya’nın birçok yerinde şubeleri olan Hard Rock cafede yemeğinizi
yiyebilirsiniz. Gürzenichstrasse 8 caddesinde, tavsiye ederiz, bizce menüsü güzel. Ayrıca pazar günleri de açık
*Dom meydanı’nın dışındaki 1- 1,5km dışındaki parkshinelı park yerlere park ederseniz 24 saati
4 Euro. Ancak merkezdeki kapalı otoparkların saati 4 euro ya kadar
yükselebiliyor. Tercih edebileceğiniz yerlerden biri Theodor-Heuss-Ring caddesi
üzerinde.
Yorumlar
Yorum Gönder