SEVİLLA/İSPANYA

Sevilla, Endülüs (Andalucía) özerk bölgesinin merkezi ve en büyük şehridir. Endülüs'ün en önemli ve İspanya'nın dördüncü büyük kentidir. Geçmişte de bir kültür merkezi olup, Müslüman İspanya'nın başkenti ve Yeni Dünya'ya düzenlenen keşif seferlerinin başlangıç noktası olarak önem taşır.

Bir İber kasabası olarak kurulan Sevilla, Roma yönetimi altında Milattan Önce 2. yüzyılda gelişmeye başladı. 8. ve 13. yüzyılları arasında Müslüman egemenliği mevcutken sonrasında Hıristiyan egemenliği bu topraklarda hüküm sürer. Flamenko dansının merkezi olan bu şehrin tarihine bakıldığında aslında Müslüman, Hıristiyan, Yahudi kültürü karması diyebiliriz.

Madrid’den yola çıktık Sevilla’ya doğru yol alırken yolumuzun üstündeki Cordoba’ya uğradık. Yaklaşık 4 saat Cordoba’da gezdikten sonra Sevilla’ya vardık. Biz Sevilla için 3 tam gün ve 4 gece ayırdık ve koşturmayarak dinlene dinlene dolaştık ancak hızlı bir tur ile 2 güne de sıkıştırılabilecek büyüklükte bir şehir bizce.

Hava Nasıl Oralarda?

Sıcak sevmiyorsanız yazın buralara şehir gezmek için gelmeyin deriz.

Bisiklet dostu mu?

Tam bir bisiklet dostu olmasa da bisiklet sürülebilir.

Para Birimi?

Euro

Sevilla katedrali (Catedral de Sevilla):

Diğer adıyla Aziz Meryem Katedrali, Dünyanın en büyük gotik kilisesi ve en büyük üçüncü kilisesidir. 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmiştir. 16. yüzyılın başlarında Sevilla Katedralinin inşaatı tamamlanıncaya kadar, Dünya'nın en büyük katedrali yaklaşık bin yıl boyunca bir Bizans kilisesi olan Ayasofya idi. Bu katedral aynı zamanda Kristof Kolomb’un gömüldüğü yer olması nedeniyle özel bir öneme sahiptir.

Çan kulesi Giralda aynı alanda yer alan bir caminin minaresi olarak, Fas’ın Marakeş şehrinde yer alan Koutoubia Cami’den esinlenerek inşa edildi. Zaman içerisinde minare tıraşlanarak çan kulesi halini aldı. 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilen bu kule, ortaçağ şehir tarihine ait en önemli sembollerden birisi olarak kabul edilmektedir.

Tıraşlanmış olan eski camii minaresi

Real Alcazar:

Orijinal olarak Moro kökenli Müslüman krallar için inşa edilmiş bir kraliyet sarayıdır. İspanya’da ve İber Yarımadası’nda halen ayakta kalan sahip olduğu mimari stiliyle güzel ve etkileyici yapı. Sarayın üst katları halen kraliyet ailesi tarafından kullanılmaktaymış. Bu bakımdan Dünya’da halen kullanılan kraliyet sarayların arasında en eskisi olan Alcázar UNESCO Dünya Mirasıları listesinde.

Bu sarayın en önemli özelliklerinden biri de Americo Vesbuci, Magellan ve Elcano’nun Dünya etrafındaki seyahatlerini ilk planladıkları yerdir. Aynı zamanda Dünya haritasının ilk kez kağıda döküldüğü yer burasıdır.

Buraya önceden rezervasyon önemli. Biz temmuz ayı başında 1 saat sıra bekledik.

Dünya etrafındaki seyahatin ilk planladığı ve aynı zamanda
Dünya haritasının ilk kez kağıda döküldüğü yer burasıdır

Oldukça geniş ve görkemli bir bahçe

İspanya Meydanı ( Plaza de Espana):

1928 Expo’su için yapılmış olan oldukça etkileyici bir meydan.

Herkül Meydanı (Alameda de Hercules):

Avrupanın en büyük meydanı dediler, merak ettik gittik lakin bizi çok da etkileyemeyen geniş bir meydan ile karşılaştık.

Plaza de Toros de la Real Maestranza:

Sevilla boğa güreşi alanı. Madrid’de girdiğimiz arenanın bizi negatif yönde ne kadar etkileyip üzdüğünü hatırlayınca elbette içini ziyaret etmek istemedik. Sadece dıştan fotoğraf çekmekle yetindik.

Torre del Oro:

13. yüzyıl başlarında savunma amaçlı yaptırılmış olan askeri gözetleme kulesi. Guadalquivir nehrinin hemen yanında.

Sevilla sokaklarından birkaç kare;

Gezi Notlarım:

* Hani sevilla hakkında ne kaldı aklında deseler tek kelimeyle Flemenko deriz. Bizce bu sebepten bir gece Flamenko’ya ayrılmalı. Biz çok etkilendik.

* Endülüs bölgesinde siesta saati oluyor neredeyse hery er kapalı oluyor dediler de pek inanmadık, gerçekten de öğlenleri haftasonu tatili kıvamında bir tatil yapıyorlar. Bazı kafe ve restoranlar açık olsa da çoğu yer ve devlet daireleri 3-4 saat kapalı.